Ali Göksel Bey kardeşim, önce merhaba.
"Şairler Yazsın" şiirimre gönderdiğiniz değerli yorumunuza teşekkürlerimi sunarım.
Bu edebiyat Defteri'ne alışamadım bir türlü.
Öğretmenim ben. Şu anda elimde 1500 yzılı var onu okuyorum.
Bu yüzden sayfanıza giremedim.
Bir fısat buldum ilk defa size cevabî mesaj yazıyorum.
Selâm ve sevgilerimle.
Necati OCAKCI
ANTALYA

Sayın Serkandereli kardeşim.
Şairler Yazsın Şiirime yazdığınız manidar yorumunuz için çok teşekkür.
Evet bu bir taşlama, hatta biraz da haşlamaydı.
Bu şiiri yazmama sebep olan iki sebep vardı.Bir gün bir öğretmen arkadaşım, elime kendi yayınladığı şiirlerini içeren bir kitap verdi. Kitabı okumaya çalıtım. Hangi şiiri okuduysam, başını kaçırdım. Sonuna vardığımda tekrar başa döndüm. Anlaşılmaz kelime, imge ve simgelerle dolu şiirlerden bir ders alamadım. Götürdüm kitabı, şu şiirini bana bir açıklar mısın? Dedi ki, anlaman gerekmez ki. Anlamadıysan sen şair değilsin. Ayrıca şiiri herkesin de anlaması gerekmiyor. Çünkü şiir ne şair için, ne de halk içindir. Sanat; sanat içindir dedi. Bozulmuştum. Oysa yazdıklarımızdan ben, sen, o anlamayacaksa, çocuklarımız ders çıkaramayacaksa, zevk alamayacaksa, yani bir amaca hizmet etmeyecekse neden yazalım ki? Bu bir.
Bir de bazen şiir şölenlerine katılıyorum. Şair anons ediliyor. Çıkıyor sahneye. Aynen şöyle söylüyor. Bu kadar seçilmiş şair ve davetlilerin önünde; " Arkadaşlar, ben bu gece otobüste gelirken yazdığım bir şiirimi takdim etmek istiyorum"..Ve tabi gece gelirken yazdığı için onu bir daha okuma fırsatı da olmamış. Temize de çekmemiş. Kendi kendine bir yorum da getirmemiş. sadalayarak, tekleyerek, hatta bazen de sonunu getiremeyerek, numaralı gözlüklerle kağıdın içine girercesine eh iyi kötü bitiriyor. İnanın ben onun adına utanıyor ve yerlere giriyorum. Dinleyenler de şu şiiri bir an önce okusa da gitse, bitse diye rahatsız oluyorlar. Bu olayı bir kaç defa yaşadım. Bu bence oradaki tüm camiaya saygısızlıktır. Tabiri caizse adam yerine koymamaktır. Halbuki, bir şiir yazıldı mı, paylaşılır başkalarına. Değerlendirmeye tabi tutulur.
Biraz rutuş yapılacak yeri varsa, bakılır. Dinlenir, demlenir. Kendi kendine okuduğunda işte oldu bu dersin. Oleyyy çekersin. İşte bu şiirin ve bu manada yazdığım bir kaç şiirim bunlar göz önüne getirilerek okunmalı bence. Anlaşılmayan her dilde şiir yazılmasına karşıyım. Adam şiir yazıyor, sanki sözlük gibi yabancı kelimeleri de altına sıralıyor. Şiir daha okunurken beyinde şimşekler çaktırmalı bence. “Allah Allah! adam ne yazmış yahu” dedirtmeli dinleyene de okuyana da. Ayrıca ben genelde hece yazıyorum. Ama çok güzel serbestlere de bazen takılırım, tabi bana göre güzele. Bu uzun açıklamamı ilk defa size yazıyorum, bu kadar geniş, ama gerkirse bazılarına da yazacağım müsaadenizle.
Çok- çok teşekkürlerimle, beni sizle buluşturan Fatma Biber arkadaşıma da buradan sizin aracılığınızla memnuniyet duygularımı belirtirim. Selâm ve Sevgilerimle efendim.
Necati OCAKCI
Antalya

keşke bu uzun yorumunuzu ilk yorumunuzdan önce yazsaydınız da bende samimiyetinize inansaydım!...
yolunuz açık olsun!

Sazende Hanım,
Şairler Yazsın Şiirime yazdığınız manidar yorumunuz için çok teşekkür.
Evet bu bir taşlama, hatta biraz da haşlamaydı.
Bu şiiri yazmama sebep olan iki sebep vardı.Bir gün bir öğretmen arkadaşım, elime kendi yayınladığı şiirlerini içeren bir kitap verdi. Kitabı okumaya çalıtım. Hangi şiiri okuduysam, başını kaçırdım. Sonuna vardığımda tekrar başa döndüm. Anlaşılmaz kelime, imge ve simgelerle dolu şiirlerden bir ders alamadım. Götürdüm kitabı, şu şiirini bana bir açıklar mısın? Dedi ki, anlaman gerekmez ki. Anlamadıysan sen şair değilsin. Ayrıca şiiri herkesin de anlaması gerekmiyor. Çünkü şiir ne şair için, ne de halk içindir. Sanat; sanat içindir dedi. Bozulmuştum. Oysa yazdıklarımızdan ben, sen, o anlamayacaksa, çocuklarımız ders çıkaramayacaksa, zevk alamayacaksa, yani bir amaca hizmet etmeyecekse neden yazalım ki? Bu bir.
Bir de bazen şiir şölenlerine katılıyorum. Şair anons ediliyor. Çıkıyor sahneye. Aynen şöyle söylüyor. Bu kadar seçilmiş şair ve davetlilerin önünde; " Arkadaşlar, ben bu gece otobüste gelirken yazdığım bir şiirimi takdim etmek istiyorum"..Ve tabi gece gelirken yazdığı için onu bir daha okuma fırsatı da olmamış. Temize de çekmemiş. Kendi kendine bir yorum da getirmemiş. sadalayarak, tekleyerek, hatta bazen de sonunu getiremeyerek, numaralı gözlüklerle kağıdın içine girercesine eh iyi kötü bitiriyor. İnanın ben onun adına utanıyor ve yerlere giriyorum. Dinleyenler de şu şiiri bir an önce okusa da gitse, bitse diye rahatsız oluyorlar. Bu olayı bir kaç defa yaşadım. Bu bence oradaki tüm camiaya saygısızlıktır. Tabiri caizse adam yerine koymamaktır. Halbuki, bir şiir yazıldı mı, paylaşılır başkalarına. Değerlendirmeye tabi tutulur.
Biraz rutuş yapılacak yeri varsa, bakılır. Dinlenir, demlenir. Kendi kendine okuduğunda işte oldu bu dersin. Oleyyy çekersin. İşte bu şiirin ve bu manada yazdığım bir kaç şiirim bunlar göz önüne getirilerek okunmalı bence. Anlaşılmayan her dilde şiir yazılmasına karşıyım. Adam şiir yazıyor, sanki sözlük gibi yabancı kelimeleri de altına sıralıyor. Şiir daha okunurken beyinde şimşekler çaktırmalı bence. “Allah Allah! adam ne yazmış yahu” dedirtmeli dinleyene de okuyana da. Ayrıca ben genelde hece yazıyorum. Ama çok güzel serbestlere de bazen takılırım, tabi bana göre güzele. Bu uzun açıklamamı ilk defa size yazıyorum, bu kadar geniş, ama gerkirse bazılarına da yazacağım müsaadenizle.
Yorumunuz için çok teşekkür ederken, zatınızı veya sizin gibi düşünenleri hedef olan bir şiir asla değil. Elbette bir işin başlangıcı, yükselen tirendini göz önüne almalı. Ama üç beş şiir yazmayla, halk içine şair rütbesiile çıkıp boy gösterenlere de bu şiirim biraz dokunduruyor. El içine çıkmak kolay değil. Bir semt pazarına bile çıkareken üstümüze başımıza çeki düzen veriyor, yerine göre makyajımızı yapıyoruz.
Acizane ben 1968' den beri yazmaya çalışıyorum. Daha 2006'da ilk şiir kitabımı yayınladım.
Selam ve muhabbet duygularımla sağlık ve başarılar dilerken, zatınıza ve sizleri benimle karşılaştıran, Usta şair Fatma BİBER aradaşıma da aracılığınızla teşekkürlerimi arzederim efendim.
Necati OCAKCI
Antalya

evet biraz kulak verinde şiir nedir ölçü nedir kafiye nedir öğrenip edebiyata uygun şiirler yazın ben okuyorum çoğuna kızıyorum serbest şiir diye birşey icat ettiler düz yazı şiir olurmu allah aşkına şiirde ahenk şiirde tasarım gerek

Esin bey kardeşim,
Selam ve sevgilerimle kucaklarım.
Ben Edebiyet defterine Fatma Biber'iin daveti ve referansı ile girdim,
Ama zamansız geldim galiba,
Okulum var ve 28 sınıfa giriyorum.
1200 öğreci, yazılısı, sözlüsü ve bir de bunun getirdiği psikolşojik durumlar, sitresler..
Bu yüzden sizlere yeteri kadar zaman ayıramadım.
Muhabbet duygularımı arzederken,
Allahtan başarılı ve hayırlı günler dilerim.
Necatiş Ocakcı
Antalya