gitmek kalmak kadardı...her zaman terk etmeye hazırdın mistik bir koku havada uzağına ulaşamadığım gözlerin bu günün habercisi dalıp dalıp gittiklerindi benden habersiz çizdiğin resimler kime ait olduklarını hiç bilemediğim… duyumsamaktan öte mırıldanışlarında yatardı çok uzak olduğunu bildiğim öyküler gelir sinerdin itilmişliğinde ürkekçe kıyılarıma aldırış etmezdim hiç tenimde dindirdiğin arsızlıklarına. bilirdim nereden geldiğini saçlarına sinen kokuda alırdım kırılganlıklarını bakışların donsa da sesin ırasa da hep sen kokardı tenin başkalarına aitliğin değildi bu gidişin… kalsaydın oysa ben biraz daha büyüyecektim kadınlığımın keşfine çıkmamıştım ki daha koynuna gömdüğüm çocukluğum uslanmamıştı hala şimdi şiirler yazıyormuşsun onları okurdun bana beraber seyrederdik “ıssız adam”ı, “o çocukları”nı film bittiğinde gözlerim kan çanağı ve sen yine gülümserdin ay dolanırdı esmer yüzüne bense geceye mahcup soytarı… kalsaydın an gelir terk ederdi bizi çıkmazlar umursamazdık dünyayı aşka dolardık ayaklarımız çıplak göğsümüzde yakardık ateşin beyazını kırmızı sevdamızın kınası kalsaydın seyrederdik biçtiğimiz hayatı küserdik yine sırtımızı döner yatardık içimizde nardan bir ateş gözlerimizdeki açlığa eş salardık gözlerimizi deniz üryanlığına gücümüz yetmezdi kendimizi durdurmaya... kalsaydın davamıza üşümezdik bu kadar yalnızlık koymazdı adama çiçekler kurumazdı başucumda çelimsizleşmezdi içimizde antikorlar acıtmazdı aşk canımızı cömertçe dünya meseleleri bu kadar uzak kalmazdı bize biliyordum ya işime gelmiyordu oysa hep hazırdın bırakmaya… gitmek için çok sebebin vardı sevgi kaya "gitmeye mi kalmıştın, kalmaya mı gitmiştin...bunu ayırt edecek kadar bile beni büyütmemiştin..." |
“ıssız adam”ı, “o çocukları”nı
film bittiğinde gözlerim kan çanağı
ve sen yine gülümserdin
ay dolanırdı esmer yüzüne
bense geceye mahcup soytarı…