Ürper/ten Çığlık
-yalnızlık ağacıydım ıssız ve ürkek
dallarımı aşk kırana dek- aklımı çelen cılız şule büyüyor sonsuz alevlerle ürperen günün arterlerinde yüksek gerilim bütün tutkuların dört bir yanı ter kamçılıyor kanımdaki yangını çırılçıplak bir seher artık bütün şarkılar pervasız artık müstehcen bütün harfler... söğüt dalı eğilip öpüyor suyun berrak göğsünü ruhumda çiçek senfonisi uçsuz bucaksız coğrafyayı kat ediyor bir serçe saatten sıçrayan kıvılcımlar sıçrıyor enginlere akrep teninde gururla taşıyor aşkın izini yelkovan rüzgarı öpe öpe geçiyor pırıltılı aşk denizini... sabırsız fırtınalar son raddesinde keşfe çıkan eller arsız kayıyoruz ıtır kokulu tepelerden tenha vadilere tenin alfabesinde fesleğenler sarsılıp titrerken nü sözcükler yeşeriyor lavların geçtiği bahçelerde ayın göbek ekseninde yıldızlar esrik -yedi renge bürünüyor düş sesleri venüs gezegeninde- zaman baştan çıkarken kaç aşk nefes nefesedir cennetle cehennem arası mekik dokurken! |
nicedir gelemedim, şiir kokan erguvan sokaklarınıza, özür dilerim.
Aslında koparmaya kıyamadım, o bir birinden değerli dizelerinizi, fakat final, tutuklu etti, o koku'nun esrine!
"zaman baştan çıkarken
kaç aşk nefes nefesedir
cennetle cehennem arasında mekik dokurken!" (burada ? işareti daha bir şık durur düşüncesindeyim)
Bu arada;
Adınız ve soyadınız, silinmiş bu güzel eserin altından, göremedim de...
Saygılarımla efendim.
Adnan Bilgiç