ŞahmeranDaha aralarına sızmadı yılanların, Şahmeran’ın öldüğü dedikodusu. Taptıkları tanrıçanın, Bir mızrakla vurulduğu. II -pıhtılaşmamış isyan dokusu- Puslu zifiri karanlık bir gecenin koynunda Ölüm halay çekerken şafakta Dokunmamak gerekiyormuş Yaşamın kılcal damarlarına -anladım- -Anladım- Dağların eteklerinde yankılanan türkünün Yoksul notasının düşüşlerinde –umut etmek- Adına olmalı her şey. III Yağmur kurşunluyor fikri muhasebedeki düşüncelerimi Mitralyözün namlusunu alevlendirerek yeni çağda. -İtaliklerden çıktı yaşamlar- Tamamı ile dümdüz bir ova mezarlığı bakışlar. Yarin rahmine yerleşmişken yeni bir umut sevda Düşürdü umudunu mavzerin dipçiğine işlerken yüreğini. - oysa hiç bu kadar ölüm esansı sarmamıştı sevdayı- Kent hiç bu kadar ölüm kokmamıştı -Ki kan zamanla yakışıyor gibi geliyor şehre Gümüş ayın silueti yakamozu bağışladığında göletlere. IV Tanrı var! Evet var(da) Neden halâ ölümü putlaştırarak tapmakta şehir Savaş bu kadar mı mucizevi geliyor Beşiklerde şarapnel parçaları bulundukça. -Bak nasıl da feryat figan ağlıyor kadın- yavrusunun göğsünde filizlenen kurşundan. Ulaşır yakında yılan çıyanların ortasına Şahmeran’ın göğsüne saplanan mızrakla öldürüldüğü Kim zaptedebilir ondan sonra gelecek ölümleri. V İşte oldu sonunda! Ay yarıldı ortadan ikiye Yeryüzünün çekirdeğini çatlatarak yüreğinden. Öğrendi yılanlar sonunda Şahmeran’ın öldüğünü Nasıl insanlara maskara olduğunu. Şimdi kudurur gökyüzü Doğurur tabiat ana öfkesini Şarapnel parçalarının üzerine yazılır ölümün yeni ismi Şahmeran yeniden var olana dek yılanlar ortasında olacak yürek. “ah Şahmeran; yüreğinde mızrak dağlanan” -Oysa dillenmemişti hiçbir kitapta yok oluşunun kıyamet olacağı- İnsanlığın bir yılan soyuyla yok olacağı. Selçuk ERKİ |