Söylesene deli adınıiç çekiş gölgesi meşhur bir deli Foça görmeyen gözler sevişir yalın ayak dövülmüş dibek kahvesi pişen fincan suçsuz yanık dudaklara mahzun dokunur son kez damakta kalan tad ile divane uzun saçları balık kokar sarı sosyete kedisi dolanır dibinde dillenir mor begonvil sarılmış taş evler arası zeytinyağlı börülce sarımsak kokan fesleğen saksıda cam önü kalabalık deli göğü kucaklamış rüzgar taşır çıplak ayak ne kaktüs dikeni batar ne çileği bulaşır dağ emrine seyir defteri karalar karatası siren kayalığı erer huzura gün-eşi destan anlatır kadın sesine abaza dalgalar dolunay ve gece üşüyen ten uğultulu bir bakışı yel uçurum ufku yer gök çalar yakamoz isyanı şarabi sessizlik titrek olmayan kapısında yatan sarhoş üç beş yalnızlık çatlak dudağı kanar öptükçe tuzlu yanık teni derin mavi dem deniz yıldız toplar tesbihe döner ardını bakma sızın önde gider sandık paslı kilit anahtarı ıslak kuma gömüt bir ada ki firari akla tek limanlı sığınak fındık dalları köz yüreğinde -O- deniz büyütmüş teknelere sevdalı deniz küs damlası düşmüş göze tuza yatmış dil söylesene deli adını Zeynep Tavukçu 5/4/7 |
tuza yatmış dil söylesene deli adını
canım dibek kahvesi çekti sabah sabah
bu yüzden gökçeadaya gidiyorum ya
bu yüzden madamı seviyorum
bugün bu şiir dahil
bugün sevme günüm
tebrik çok zeyno kalem