Aşkın şehlâ çığlığı-I- göğün ucundan salkım saçak asılan çiy tanesiydi hayat acıların sesine kulak tıkayan zaman ise umursuz omzumda taşıdım hep karakışı, kaybolan baharı mumla aradım aradım vefayı yüzüme kapanan kapılar ardında oysa bütün yollar ironik yalnızlığın sokağına açılıyordu fırtınanın önüne kattığı yaprak savrulup hırpalandı yabanıl ot kokuları arasında yüzü toprak kokan sakayı usulca okşadım tarlakuşu yuvayı bozunca ardından koşarken yardan düşüp yaralandım oysa bütün kapılar karanlığa bakıyordu ıslak taşlıkta kalan yalaz bir sevdaya takılmıştı aklım yağmurdan kaçıp çatıya sığınan kırlangıç kadar yalnızdım şafaktan bir yudum su alıp içtim kana kana ve umutla ufka doğru kanat çırparken düştüm aşkın tuzağına bütün hayalleri kıskacına aldı haykırarak ayrılık sundurmadan uçan tozlu anıları ardımda bırakıp hızla uzaklaştım oysa bütün hatıralar hoşça kal diyordu -II- gülhane parkında uzun boylu çınar ağacı kollarını açmış umutla bekliyordu yüzümün sol yanı yerdeydi incitmeden tutup kaldırdın ellerin bir çift güvercin kanadıydı pas tutan yalnızlığı usulca avucuna aldın ansızın bastıran gök gürültüsüyle sarsılıp uyandım oysa bütün rüyalar sözün yırtıldığı yerden başlıyordu susar pencerendeki ay ışığı yıldızlar kayıptır geceler tuzak ahrazlaşır sığındığın kuytular mahzun bir dal üşür sularda üşür gülüşünde açan çiçek puslu ayazda üzülme nasılsa gönül evinden daha ıssızdır dünya umutsuz yıllar açık kalan bir kitaptı sayfaları buruşuktu okudum okudum anlamadım geceler boyunca yelkovan kuşunun ardından koştum hep asık suratlı kambur mart(ı ) okşadı saçlarımı sulu gözlü nisanda sessiz harfli şiirleri kara paltolu bulutlara sardım uzun boylu akşamda ayrılık sağanağı bastırınca eski bir sesi haraç mezat satıp boynumu aşkın kılıcına uzattım oysa bütün sevdalar ardında kan izleri bırakan yarım kalmış bir hikayeyi anlatıyordu bütün tanrılar aşkın şehlâ çığlığını duyarken çıldırıyordu! |
güzelliği kutluyor tercüman olan kaleme ve hissedenyüreğe sevgiler gönderiyorum..
kal şiirle, kal sevgiyle şair...