ŞEHRİYÂR
Kalkıp göç eyledik ilim şehrine,
Kapısında Âli, erimiz bizim. Ruhsat alıp vardık Tevhit ehline, Önünde eğildi serimiz bizim, Göz onu seyranda usanıp bıkmaz, Akmaya başladı terimiz bizim. Canımız çıksa da gönlümüz çıkmaz, Neşterle yüzülse derimiz bizim. Kesretten kurtulduk, dostla halvette, Bir oldu gurupta her’im iz bizim. O nurla kurtulduk bütün zulmetten, Güneşten ziyade ferimiz bizim. Deryalar içinde gizli sedeften, İnciler dermek de elimiz bizim. Altın tepsilerde, billur kadehten, Muhammed sakiden demimiz bizim, Zat’ı akdes dendir gönül yapımız, Emin bir beldede yerimiz bizim. Zatı mukaddese açık kapımız, En sona kavuştu gerimiz bizim. Örtümüz beyazdır örtüsü siyah, Hakkın nazar-gâhı evimiz bizim. Hamt olsun erişti salah’la felâh, Tufan kopsa batmaz gemimiz bizim. Hangi ipi tutsak Hakk’a götürür, Doğrulup düzelir eğrimiz bizim. Gönül tahtımızda sultan oturur, Hakikat âlemi seyrimiz bizim. Yaralı bedende gönül bedensiz, Lâhuti âlemde devrimiz bizim, Et kemik içinde sinsiz kefensiz, Kimseye kalmadı cevrimiz bizim. 30.12.1998 Mustafa YARALI |