ESKİTEMEDİĞİM...
nereye baksam sen
sağlam kalan o kadar az yanım var ki bana dair hangi uzvuma emir versem isyan nasıl da sık vuruyorsun içime nasıl da dolaşıyorsun hücrelerimde aklım an ve an sana emanet seviyorum ama eskisi gibi değil eskisinden eskitemediğimden daha çok... şimdi avuçlarımda senden arta biriktirdiklerim katre katre ve bir kadeh şarabın kıyısına yatmış bekliyor anlatılmayı ahhh bu dudaklarım senden sonra konuşmayı unutmasaydı yanlış bildiğim dilbilgisi ile seni anlatmaya çalışıyorum dağılıyor bencilliğim tüm emir kiplerine salarken iyi niyetlerimi şeytani tuzaklara seviyorum ama eskisi gibi değil eskisinden eskitemediğimden daha çok… aldırmadan içimde kol gezen sansarlara korkmuyorum şirretinden seni sevmenin bu kentte bir akşamüstü /her akşamüstü sana batıyor gün sende doğmak adına şımarıyor geceler tüm arsızlığıyla nehre düşen yıldızlarda toplamalıyım seni sonra bir ateş yakmalıyım kentin meydanına ne varsa biriktirdiğim yok yok tüketemediğim ve topladığım yıldızları da katarak ardına gıcır gıcır bir keyif çirkin suratımda gömülsem külüne dumanına seni paylaşmamak adına seviyorum ama eskisi gibi değil eskisinden eskitemediğimden daha çok… sevdana soyunmak vardı ya zamanın her anında seninle durmak uykulara sıcağına düşmek sevda iklimlerinin hep çocuk kalmak koynunda… yokluğunda büyümek düştü payımıza ! söz veriyorum çıkaracağım seni dualarımdan bu aralar tanrı bana küstü çekiverdi elini üzerimden seni senden istesem… gel desem gel/me/sen çıldırasıya özlemine düşsem seni solumak için sabrıma yatırdım özlemlerini seviyorum ama eskisi gibi değil eskisinden eskitemediğimden daha çok… istilada yine bu ten her zerresinde karıncalar gezinir senli zelzelelerden kalma artçı şokta idareye kesilir hep sana çıkar yollar kaldıramam içimden duraklarını yaylım ateş sevda vurgunlarını içimde senli inşirahlarım sevdam kadar şeffaf sana durduğum anlarım düşür beni avuçlarına yıka sevdanın akça sularında pusuda aklımın kırılgan çığlıkları puştluğa soyunurken usulca yalnızlığımın ortasında bir bomba yalnızlık… senli kıyılarımda seviyorum ama eskisi gibi değil eskisinden eskitemediğimden daha çok… İçimde yaktığım dağ ateşlerine gel cennetine düşürme beni yangın ortalarında sevmedim mi ben seni çarmıha gerilmişken kimliğim yasına durmuşken arsızca mutluluğun silme süpürme bir umursuzluğun sen…! ardından çıkarak sobelemedin mi beni şekilsizliğimde şekillenip yüreğimdeki yaraları elleyip parmaklarının sihrine düşürmedin mi acımasız cümleler düşmeden dudağıma piç olmadan şiirler gelsen yangın yerime sana ait her bildiğimin kehresinde sus/konuşma ve dinle seni… seviyorum ama eskisi gibi değil eskisinden eskitemediğimden daha çok... sevgi kaya |