VİRAN OLMUŞ
Köyleri, kasabaları bir bir dolaştım,
Hüzünlendim, çok duygulandım, Evler yıkık, kerpiçler sökük, Tarihin rengi önümüzde dökük, Bir tek taş kalmamış, ayakta dimdik, Önüne çıkan tarihi yerler olmuş gedik, Bahçe duvarları hüzünlü, ağlamaklı, Odaların tahta kapıları hâlâ yaşmaklı, Ağaçlarda yaş kalmamış ağlamaktan, Gelecek adına bir şey yapamamaktan. Kuru, kupkuru olmuş meyve ağaçları, Duaya kalkan umut yüklü yaprakları, Mertekler kurtlanmış, çoraklar dökülmüş, Kiremitler kırılmış, tuğlalar ise sökülmüş… Arka sokakları adım adım geziyorum, İçim kan ağlıyor canımdan beziyorum, Geriye kalan bir kerpiç, çürümüş bir tahta, Taşlaşmış çorak, sevgi bekleyen bir hasta. Yıllanmış, beli bükülmüş hezen ağaçları, Bana içlerini öyle bir döktüler ki Ağladım ağladım, dinledikçe ağladım, Üzüntümden acı çeken yüreğimi dağladım, Bir zamanlar hezenlerin altı cıvıl cıvıldı, Öyle ki hayat yokuşa bile akar kıvıl kıvıldı, Çocuklar, o köşeden bu köşeye koşardı, Çamurlara bata bata, ne de güzel oynardı, Dünyanın mutlulukları hep onlarla coşardı. Anadolu’nun iyi yürekleri güzel hatunları, Çeşmelerin başına yunak kazanları kurardı, Islak elbiselerle kirli çamaşırları yıkardı, Yunaklıktan kalplere sevgiler yükselirdi, Çamaşırlar; çitlere, ağaçlara sevgiyle serilirdi, Horozlar öter, tavuklar kümese yumurtlardı, Çitler altında, civcivler çöteleyerek dolaşırdı, Gürk altında mutluluktan göklere uçardı… Derenin hüzünlü kumsalları lunaparktı, Çöplükler zengindi, gıdalarsa lezzetli, Bahçeler arasına, şarıl şarıl sular akardı, Yapraklar arasından çiçekler göz kırpardı, Her sabah arılar, çiçekleri selamlardı, Meyveler salıncaklarda ölesiye sallanırdı, Ağırbaşlı, uysal kilolarını havaya atardı… Ağaçlar araba, kumsallar asfalttı, Yol bitmez, asfalt asla solmazdı. Düğünler neşe yüklü şen şakraktı, Halaylar, oyunlar, gençlere koşardı, Bitmez tükenmez enerji, havalara uçardı. Hayvanlar, ahırda bayram yapardı, Gecenin en derin uykusuna dalardı, Büyük bir aşkla etrafa sevgi bırakırdı… Kuzular meleşir, atlar kişnerdi, Çayırlar ortasında, taylar cirit atardı, Kuzular meleşir, koyunlara karışırdı, Keçiler ağaçlara boylu boyunca tırmanırdı. Bayramlarda, topluca bayramlaşmalar yapılırdı, Cenazeler, büyük bir huşu içinde defnedilirdi, Hayat bitmek tükenmek bilmez su gibi akardı... Bakıyorum da şimdi bunlardan iz kalmamış, Ağaç üstünde dal, petekte bal kalmamış, Camide cemaat, okulda öğrenci kalmamış, Evim, barkım; bağım, bahçem viran olmuş, Gözüyün ildiği şu tarihi yerler viran olmuş, Her bir evin merteğine baykuşlar konmuş… Nefesim kesildi, elim ayağım titredi, İçimde kaybolan enerjim birden kükredi. Bir noktada umutsuzca kalakaldım, Üzüldüm ve derinden bir ah çektim, Yıkık örenler arasında saatlerce ağladım. Harabelerin derdine çare olamadım, Onları hayatın ışığına döndüremedim… Bakıyorum da şimdi o yerler viran olmuş, Her bir evin merteğine baykuşlar konmuş... 11.08.2007 Karahacılı Köyü Çekerek |