NEDEN ?
Pekala !
Susmuyorum ! susuyorsun ! Nekadar, Nereye kadar ? bana sustun, kendine susabilirmisin ? Sana susmadım, Kendime susabilirmiyim ? Yıkılası duvarların var! insanı delirten, eline alıp balyozu "kıracam ulen!" dedirten. biraz yıllanmış biraz yıpranmış, irili ufaklı zamansız çatlakları var. anlamlı anlamsız onlarca çizginin eşlik ettiği yaşanmışlıkları var. bir kaç oyuk gördü ışık huzmelerini farkeden gözüm seyirdi hafifçe ışığın döndüğü yöne. toprağa sıkıca salınmış inatçı kökler istediği yöne savrulan dallar gördü. Gerçekmi? Bilmem! … belki de Belki de değildir. Gerçeğin neresindesin, hangi ucuna iliştin ? yoksa gerçekten, kaçıyormusun ? yada yine göçüyor musun? hiçlikler, yokluklar, yarılmış bedenler boşluklar, anlamsızlıklar, sisli, puslu görmeyen gözlerin ruhları... adaletsiz, değersiz, kimsesiz beyinler... düşün Rodin’nin düşünen adamı düşün ! çenene yasladığın tokmak misali yumruğunu bir kere olsun havaya kaldır be adam, oturma hep aynı bahçede, gör delilerin gerçeklerini akıllılara nasıl kafa tuttuklarını... boşluklarda karışan zihinlerin içinden çıkamadığı iki soru; körler siyahın içinde ki renkleri nasıl yakalar? gören gözler renkleri birbirine bulamaç edip nasıl karalara bürünür? sorgular, sorular… her biri ait olduğu kişiyi yakar. "neden ?" kimisi için cevap kimisi için soru, ama susmak nedir? Yorumsuzluk mu? yoksa sessiz yorumlama mı? Susmak sabahın demine vuran sisli havadır, göremezsin hiç bir yeri halbu ki herşeyin yerli yerinde olduğunu bilirsin yok’muş gibidir ama vardır. gördünmü ? sorusunun cevabıdır... değilmidir yoksa ? cevap ver! neden di ? sessiz sakin yok oluş. Ne yaptım sana ? En az senin kadar bencilim, dik kafalıyım ve yorgunum beynimde ki azat için bir cevap istiyorum, seni düşünmüyorum, kendimi hiç düşünmüyorum zaten sadece bir soruya bir cevap eşitliği istiyorum, Doğanın dengesinin kurulu olduğu zıtlıklara eşdeğer cevaplar… Varmıdır ? Belkide yoktur… Olsun oda olur! |
çünkü eser konuştur muyor...!