Rakınâme ve Reddiyeleri
09.09.2003 tarihli KALECİK gazetesinde yayımlanan, Aslan Sütçü’ye ait şiir
Rakınâme İçmesini bilene, zevk ü sefâdır rakı İçmeyi bilmeyene, cevr ü cefâdır rakı. Bir münasip miktarı, muhabbet anahtarı Kaçırırsan ayarı, cana ezadır rakı. Ne dert kaldı ne keder, içeni mesut eder İçebilirsen eğer, rûha cilâdır rakı. Ham ervahsan yanaşma, arifsen ondan şaşma İç amma haddi aşma, ferahfezâdır rakı. Yarattığı âhengi, ne saz verir ne çengi Terbiyenin mihengi dense sezâdır rakı. Ehl-i kemâl olana, zevkle bembâl olana Sohbette tad bulana, yâr-ı vefâdır rakı. Misten âlâ kokusu, ana sütü gibi su Şu ki sözün doğrusu: Müstesnâ mâ’dır rakı. Dost bezminde sohbette, neşe-i muhabbette Her mânevi lezzete, bir vasıtadır rakı. Nükte cinas anlayan, âheng-i bezme uyan İçip zırvalamayan, işte onadır rakı. Eşşek içince zırlar, köpek içerse hırlar Kedi içse tırmalar... insanlaradır rakı. Âdâbı erkânı var, zamanı mekânı var Kimin ki iz’anı var, ona şifâdır rakı. Aslan Sütçü’nüz der ki: had bilmezsen eğer ki Öyle rüsvâ eder ki, başa belâdır rakı. Aslan Sütçü Akdeniz Kitabevi Tel-Fax: 2480786/ANTALYA Not: Bu şiirin Necip Mirkelamoğlu’na ait olduğu sonradan anlaşılmıştır. C.G. Rakınâme’ye Reddiye - 1 Bir Rakınâme’n çıktı ilçemizin sesinde Pis pis rakı kokuyor harflerin nefesinde. Her ne hikmetse sesin Kalecik’te duyulmuş Desteksiz herzelerin başköşede yer bulmuş. Belli ki bazıları alkol ile karılmış Ondandır, şıracılar bozacıya sarılmış. Meğer ne de şirinmiş, güzelmiş(!) iğrenç rakı! Bir hayat iksiriymiş, iksirden yokmuş farkı(!) Nefse esir düşmenin yansıyan tecellisi Katıksız bir aldanma, bir züğürt tesellisi. Buluyorsan rakıda miskten âlâ kokuyu Kaybetmişsin damağı, felç etmişsin dokuyu. Asil ana sütüyle bir tutuyorsan onu Hüsrandır ey arkadaş bu ahmaklığın sonu! Melek gibi insanı zırdeli yapan odur Çakmak gibi gözleri perdeli yapan odur. Ne izan kalır onda ne de mizandan eser Aklı kelepçelenir, bindiği dalı keser. Manevî lezzet için çok büyükse değeri Hiç çekinme, kediye emanet ver ciğeri(!) “Haddi bilmek” bir düşün; kaç kişinin haddine? Gel ey gafil arkadaş zehir sunma ceddine! Çekince kafaları çok nadir kişi azmaz Onlar da istisnadır, kaideyi hiç bozmaz. Kaç babayiğit söyler, zokayı yediğini? Gördün mü sen, sarhoşun, sarhoşum dediğini? Yâr mıdır, zarar mıdır güzel anlatır onlar Zırlayan, hırlayan ve tırmalayan insanlar. Alkol var, eroin var kötülük temelinde Çırpınıyor bir nesil bu murdarlar elinde. Hâl böyleyken, rakıya sen teşvik ediyorsun Kaşarlanmış bir zehre, “bu ilaçtır” diyorsun. “Sarhoşluk veren her şey küllî haram” demiş ya Seni muaf mı tutmuş o Habib-i kibriya?! Hem Aslan hem de Sütçü insan neyi hatırlar? Rakıya tutsak olmuş bu garabet satırlar. İçip olacağına el âleme maskara Gel, gerçek mutluluğu yüce Din’inde ara. Ruha reçete sunan o ruhu Yaratan’dır Ruhların reçetesi ulvî kitap “Kur’an”dır. Kullan o reçeteyi ruhun ersin kemâle Gerçek mutluluğu gör; teşekkür et Cemal’e. Cemal Gören 18.09.2003 Rakınâme’ye Reddiye - 2 Gerçek hazla dolana, bozuk boza’dır rakı Ruhu salim olana, çürük koza’dır rakı. Ağaç içse dallanmaz; hasma bile yollanmaz İlim ehli kullanmaz; İlmi yoz’adır rakı. İrade tutmaz ütü, iyiler olur kötü Katıksız aptal sütü dense sezadır rakı. Akıl tatile gider, hayatı berbat eder Kullanan zokayı yer, cisme cezadır rakı. İdraki olur yarı, kabak sanır hıyarı Yol tutmayan, ayarı bozuk saz’adır rakı. Gitti sanılan keder, dönmek üzere gider İnsanı rezil eder, aklı az’adır rakı. Haz duymaz ham olmayan, kem hayale dalmayan Aslını hiç bulmayan ferahfezadır rakı. Gör ki kargadan beter, bülbülüm diye öter Cihanı yarattım(!) der, ruhta kaza’dır rakı. Muğlâk ucu, ortası; yok haddin sigortası Belirsizdir rotası, siyah fezadır rakı. Ekmişsin akla darı, kaçırmışsın ayarı Benden sana uyarı, ebleh kaz’adır rakı. Yüce Mevlâ indinde, Nebi’nin sünnetinde İslâm akaidinde, gayr-i rızadır rakı. Ağzı değeni kapar, tutulan ona tapar Akili mecnun yapar, şeytanlı mâ’dır rakı Kapatır inayete, set olur hidayete Davettir cinayete, bir merhabadır rakı. Cemal der ki: Ey ahmak!.. Dön de örneklere bak Başa inen bir tokmak, cana ezadır rakı. Cemal Gören 20.09.2003 |
cemal.goren tarafından 4/1/2009 3:08:04 PM zamanında düzenlenmiştir.