Minik Acılar Orkestrası
"artık bedenimde yer yok korkuya"
"yer yok bir damla daha şubat’a" diyordun. "tutun rahmime! kazıt beynini! ki biliyorum, orada benden gizli bir cennet saklıyordun." etinle ele ele bir gece bu. hırpalar... izlersin; kuşlar göğün rahminde kaybettikleri tanrıları arar. kabus, evcilik gibi bakar gözlerine; ipin şakağında pembe, hâlâ kız çocuklar. ve biraz mavi kalır morun aklında. kaybolur ufukta, hep sevişir halde zehrin dudak izi. bir teneffüse daha yer yok bu yatakta. rahmine boşalır aklımda ki tüm gri kadın cesetleri. korkma. korkma sadece gözü dönmüş bir "ama" bu. gökkuşağı davacı olmuyor, vurulunca kasıklarından bir rengi. penceremin önünden etekleri savrulan rüyalar geçiyor kanlı etim duruyor hâlâ bir kaçının avuçlarında; hepsi, evet hepsi ilti-haplanmış bedbaht kadınlar. bil; istanbul sıcak hava dalgaları yüzünden batmıştı gözlerine. gör; derdi otuzbir sandıkları için çekiyordu o çocuklar. hiç bir caddeye çıkmayan bir sokakta, ağızlarında yarı tütün, yarı kubar. öpün tüm çocukları şimdi. akıllarını kaybedip bulamasınlar bir daha. hiçbirini sağ koma- yın, zikredilirken meleğin adı! yoksa! yoksa... günah, cemaatsiz yalnızlığımda patlamay hazır koca bir am- ma- yın! çıplağım. kaçamazdım ceninden ufka. gidip kahraman olamazdım yazarı tarafından terk edilmiş bir masala. gerçeği unut: sen bana öyle bakarken kaçamazdı coğrafya dersinden sütyensiz bir şehir henüz çizilmemiş, giyinik kasabalara. bu gece sarhoşum tekilyan. kendime kaçamam. fail-i meçhul sevda kemiklerinin uçları sivri. taşıyor sevişirken, bir rengin dilindeki topraktan. ki toprak, hastalık sarı, kan kadar haklı. artık küfrün koynunda ölü bulunmaz hiçbir kadın bu gece, morgun çıkışa en uzak çekmecesinde dirilmek biraz ölüm kaplı. üzgünüm; beni kerbela’da sevgilim emzirdi anne, ağzım hâlâ çıplak ve topuklarımda bir aşk saplı. |
ellerinize sağlık
selam ile...