(8) Kara Zurna
Çeyrek Yüzyıl sonra,
bana Nazım okuttun, dostum. Senin "benzerlik" dediğin Ritim değil; Vagon tekerinin, Ray kaynak kamburunda hoplayıp-sıçrayan, zıplayıp-çınlıyan Çeliğin sesidir, zannım. O şiir Trende yazıldı. (*) Bilmem "Makinalaşmak" şiirinin; Trenle, Rayla, Kambur kaynakla akrabağlığı varmı? Usta dokurdu iki ayağı, dört eli, beş duyusuyla; Ta-ka-da, tu-ka-da, Renk-a-renk, boy, arşın, kulaç Özgü, Ritim, kalite, hüner ve Sevgi ile Şiiri. Dokunursun ona, canlı. Kokar, burcu-burcu, hem. Gör gösterdiğini, anla. Yada görmek istemediğini, aynalar. İşit dediğini, var tadına. Arı gibi sokar, Kokarca gibi kokar, bazen. Benim, Polislerin en çok şiir okuduğu Ülkemde, Şa-ka da, Şuk-şak cılızlarım; Onun Tezgahından Özel Desen, Yazma, kilim ve Basma’larının yanında değil Ritim, Tezgahının Atkısı, Mekiğinin İplkiği, İpliğin Düğümü, Düğümünün Tozunun Molükülünün Atomu bilem olamaz. Dostum "Mavi Art". Fark-ı Benzerlik, Doğru Viraj’lar kadardır. O içeride yattı, ben dışarıda. Ve o seni benim kadar sevmedi, İnge. (*) SAYFA OTUZYEDİ DİZELERİ 19 |