VUSLATSIZ BİR BAHARIM
VUSLATSIZ BİR BAHARIM
Dağlarda parıldayan, gözlerin nerde gülüm Serapların içinde, suya hasret çöldesin Hırçın dilinden akan, sözlerin nerde gülüm Hatıralarla taşmış, bentler yıkan seldesin Haram uykularımda, kâbuslaşır geceler Şu yorgun gözlerimden, dökülen yaşlardasın Lâl olmuş dudaklarım, hep aşkını heceler Sevda bilmeyenlerin, attığı taşlardasın Islak yağan anılar, soldurunca yüzümü Demirdağ’lı Ferhat’a, kalbim derinden kanar Hasretin karartınca, aydınlık gökyüzümü Şirin’in sevdasına, gönlüm kederden yanar Ellerim sana açık, Yarab sızlıyor içim Fırtına denizinde, yelkenlerim foradır Sırların peşindeyim, sonsuz boşlukta hiçim Okyanuslar dibinde, yüreğim anforadır Hazan yeli esince, susar sevda seslerim Hasretin tufanında, gözlerimin yaşında Çöl fırtınalarıyla, kesilir nefeslerim Yorgun hatıralarım, kalır köşe başında Yitirdim gözlerini, nehirler yanar gülüm Çırpınan yıllarımda, ömrün çığlığı durur Bitirdin sözlerimi, dağlarım kanar gülüm Vuslatsız bir baharım, sessiz dallarım kurur Coşkun Mutlu / Hüznünşairi [email protected] İnsan ne kadar şiire ara verdim desede kalem durmuyor yazıyor nefes alırken, yolda yürürken, otobüste, dolmuşta hayatın her anında dizeler dökülüyor. Anfora: iki kulplu, yumurta şeklinde, dibi genelde sivri olan veya bir ayakla biten antik kap. |
şiri ve şiirin kurallarını bilen şaire raslamak ne güzel yüregin dert görmesin