Son Perde: Mahşer
Son Perde: Mahşer
Hançerlenmiş yollarda anılarla gezerken, Hasretin düşlerime akıyor ılık ılık Vakit çok erken, gitme; biraz daha kal derken, Ömür güzünde geldi zamansızca ayrılık. Şu göçebe dünyamda yadırgarken yerimi, Söylenmez kelimeler düştü kirpik ucumdan. Vurgun yemiş ufuğa daldırdım gözlerimi, Yazılmamış şiirler savruldu avucumdan Ellerin ellerimde bakarken haşin haşin, Oysa ki veda bile etmeden ayrıldık yâr. Gönlümde korlanırken harlı yanan ateşin, Şimdi diyorlar bana kim bu geçen ihtiyar. Ömrümün çeperini sararken bir bir ağlar, Yılların acısını teselli etmez şarab. Ruhumun kuytusuna yağdığında kırağlar, Hayalinle üşürken çekiyorum ıstırab. Yüreğine boşalan zehir dolu kederde, Bir gün hesap soracak saçındaki akların. Başbaşa kaldığın o kırık dökük sedirde, Özleyecek dudağımı yorgun dudakların. Hece hece yazılan şiirimin koynuna, Beni hatırla diye bıraktım nağmeleri. Aşkın çilesi bana vebaliyse boynuna, Kendime mekân ettim gökler ile şu yeri. Hatıralar içinde ağrırken yorgun başım, Sevdanın sahnesinde kapanıyor son perde. Oysa ki bir zamanlar olmuştun ya yoldaşım, Bu dünya senin olsun görüşürüz mahşerde. coşkun mutlu 29.01.2016 |
Kıyamet-i mahşere tehir bırakılmış, açık kalmış gönül hesabı .Aşkın garbından yürek darbına sunum gibiydi.
Şiirde , romanda gıptayla takip ettiğim nadide isimlerdendir Coşkun Bey. Yine çok güzeldi.
Tebrik ederim .Selam ve saygılarımla.