YALNIZLIK BAŞ KALDIRINCA...
Müstakil bir hikâyenin
Olmazsa olmazı, ekmeğin buğusu gibi Bir milyon kere çoğalan hüzünlerde… Son hep aynı virgül konulmuş seherde Baş harfi yarım kalmış tebessümlerde.. Yok oluşa dair yürek kanadıkça Öyküler yazılıyor Bitenlerin ardından… Şiirler dökülüyor beyaz sayfalara Alacaklı gibi dem vurdukça kalem , Dökülür, Tutsak, enkaz yığını gibi ruhtan yansımalar… Düşlerin sınırsız gölgesi Yansımasında Duyguların sabırsız telaşı Yetişmek için mi? Yoksa gecikmişliğine mi? Beş dakikalık Sigara molası devriyesinde Ölü kahkahaları yansır Dizelere… Keşkeleri çoğaltır eyvahlar Akşam kızıllığında… Milat olur ılgıt ılgıt Konar hüzün penceresine Karga yetişir bülbüle nispet ile… Devran bu ya… Tortusu kalır naçizane dizlerde… Resimlerde silindikçe yüzler Ilgaz dağı büyüklüğünde Sesler doğar şafakta… Kifayetsizdir… Sırtı sıvazlanan , Yüreğin ücra köşesine saklanmış, Şiirlerin yalan yazmışlığı Aşkı… Mülteci olur uykusuzlukla Geceye akar gözler Kan kırmızı sitemle… Yol tükenir… Dişlerin sıkıca kilide vurulduğu Anlarda Sözler sızılanır… Ufuklarda kayboldukça güvercinler, Mayın dolu gülümseme ,keklik sıçramasında Düşlere kondukça patlar sevgiliye… Sevişgen olur ruh sebatsız… Kepir hülyalara yelkeni İsyanla açar… Ayın çıplaklığı İliklenir gözlere… Seyyar avuntuda sessizlik Yalnızlık baş kaldırınca… Suizan başlar... kara düşte, nefretten köpükler vurur kıyılara... nazlı nazlı acıtır, astarı yırtık umutlar... |
Sözler sızılanır…
Ufuklarda kayboldukça güvercinler,
Mayın dolu gülümseme ,keklik sıçramasında
Düşlere kondukça patlar sevgiliye…
Sevişgen olur ruh sebatsız…
Kepir hülyalara yelkeni
İsyanla açar…
Güzel olmuş Arkadaşım
Kutlarım,selamlarım