İnadına Gel
neyi düşündüm senin kadar?
resim çizmeyi, keman çalmayı? yoksa sokaklarda aylak aylak resmi dolaşmayı mı? tüm bu işçiliğimden geriye, bir kokmuş yastık ve uykulu bir kemer kaldı. neyi düşündüm senin kadar? tarlaları bu şehrin, çok çok boş olsunlar. işte yürünecek bir ağaç, ya da dilinle ıslayacağın ekmek, yaprak. ayakları gıcırdamalı insanın seni severken. insan, arkasına basarak yürümeli her daim sokakta. neyi düşündüm senin kadar? ayda parçalanan yıldızları mı? uykusuz bir güneşin sabrını mı? yoksa senden bıkan kağıtların hışırtısını mı? ya da bir diri noktayla bitecek olan ömrümü mü seni severken? aldırma. bir gün yakarken güneşi elinde, inadına gel. Orhan Veli’ye.. |