gün kararmak üzreışığı dinliyorum ve yalvaçlığını seslerin bir yıldız kayıyor arasıra -ölü yıldız mezarlığına- adına dilek tutmak desede insanlar tanıdık bir hıçkırık konaklıyor susuşlarımda üşüyen yaprakların gümbürtüsü ikiye bölüyor ada’yı ortabayır’da bir yanım baroklu kilise’nin çan hüznü ötede nal takırtısı seyirirken asfaltı öylesine dalıp gidiyorum ki sabah ışımak üzre yüz bin leylek uçuyor,,hepsi beyaz bulutlar göçmen yurdu ilk vapur geçerken dağıtsa diyorum mavi’yi örten yeşil’i martılar hakkını alırken denizanadan bir lodos patlasa gözlerimde yağmur diyorum ne güzel olurdu ılık bir yağmur toprak kokardı kayalıklar ve kahverengi -seversin sen- ağaçlara sarılıyorum suyun kıyısında biten yorgun dönüyor ihtiyar balıkçılar sıvaları çatlamış sandalların yosunlarını avuçluyorum herbiri bakışların sanki ölüp geliyorum gün kararmak üzre |
saygılar.