Hoş geldinBen diyeyim on altı belki de yedi Sen anımsa gittiğin günü durmaksızın yağmur yağmıştı Her yanımızda köpüklense de sular, neye yarar Ay şavkı bize hiç uğramazdı gidenlere aldırmayın yayını yaparken yerel radyolar Sen dostumdun benim Cezayir çıkmazında kaç defa sayılmıştı öldüğümüz üstelik baban üç defa öpmüştü seni, yirmi yıl da Ölü baharlar uğrarken kente hüzünden kaçışımızı anımsa akşamdan korkuşumuzu Köhne bir sandalı çevirirken tersine Üstümüzde çalıntı bir gökyüzü gökyüzümüzde martıları, neden kaçak göçek uçuşturduğumuzu hatırla Bir simidi kaç parçaya bölerdik nereye harcardık susamları Oturaksız parklarda avuçlarımızla temizlerken taşları her kaybedilen aşkta nasıl sığınırdık bir rüzgara Soğuyamasak da Sen dostumdun benim dağlar gibi yalnızdık yollar kadar uzak Gittin elveda’n dahi yoktu senin Hoş geldin fakat baban pişman öldü annense dul en çok Nigar yandı Sen şimdi eski bir şarkı koy pikaba iki de dolu kadeh getir kaybettiklerimizden başlayacağım anlatmaya… |
Tebrikler…
Teşekkürler…