İki damla şiir....-Ne kadar yanarsam o kadar günah büyür içimde- Gözlerimde hüzün rastığı Kenetlenen ellerim duvar soğuğu Yüzüm yangılı üşür Işığı soyunup Karanlığı giyindim Siyahım kararırken son kızıl gecede Yıllanmış şarap gibi içtim Kadeh kadeh efkarı Çığlıklarım korktu sus naralarımdan Ağır yaralı ömür yarısı İçimde biriktirdiğim kıvılcımlara inat Cehennemi dudağımla suladım İki damla şiir olamadı zılgıtlarım... |
Özlü söz tadında. Bir vecize ya da atasözünün derinliğini belirleyen, tadını da o ölçü de arttıran çelişkileri vurgulama gücü bence.
Örneğin Bernard Show imzalı " Bir adam bir kaplanı öldürürse bunun adı spordur, bir kaplan bir adamı öldürürse bunun adı vahşettir" sözü dikkate değer. Hani, hukuk, suç, adalet kavramları üzerinde neye ve kime göre boyutunda düşünmemizi sağlayabilir.
Sizin üstte aldığım sözünüzde de o tarz bir kıvam görüyorum. Gerçektende bir şey ne kadar yasaksa o kadar cazip hale gelmez mi? Bakıyorsunuz özgürlük sorumluluk getirdiği ölçü de güçlük arz ediyor. Ve insanlarda da o ölçü de özgürlük korkusu uyandırıyor ve kaçış başlıyor.
Kuşkusuz türlü biçimlerde algılanmaya müsait.
Şiirinizde az kelime çok söylenen var. Salt bu bile bir kriter bence.
Yüreğiniz solmasın, kaleminiz daim olsun dilerim.