Mor ÇiçeklerBir uğurdu şevkime adın ve bir geçmişti geleceğime sebep Hüznü rutubetli parmakuçlarımdan dökülürdü Köpüklü bir nehir, çığlığı gizinde saklı bir mekandı evin Yine parmakuçlarım toplardı sayılı günlerin sayılı amortilerini Geleceğime güvenceydi geleceğine dair yeminler ve birgün Güneş’ in senle doğacağına elimi uzatsam dokunacağım bir İstanbul’ da Kırık ayaklarıyla yalpalayan bir trendi oysa Haydarpaşa Çamur çalan yüzüyle ve sisiyle korkuturdu beni, sevmezdim aslında Yüzleşmek gerek dedi adı Osmanlı’dan kalma bir cariye, girip çıkmazına Yıkmalı insan duvarı ve görmeli nedir ardı sıra uzanan, düşe kalka Geldim, bekledim o koca akrebin yelkovana sokulup zehrini yaydığı Her anın tam altında, çamuru akana, sisi dağılana dek, bekledim Tıslayan rüzgarlarla önce arkadaşlarım güneye sonra sen kuzeye göç ettiniz Ellerinin dokunmaya varmadığı saçlarımı itekleyip beni öteledi o göçler, artakalandım Sessizlik doldu içim, parmaklarım bir mazinin tortularından sebep işlemez oldu Dilim söylemez ve adım adınsız anılmaz oldu, bilmeyenler de artabıraktı, ötelendim Şimdi arttırabildiğim kadarıyla yaşadığım bir hayatı çizmeye çalışmaktan ibaret ve İbretim çoğuna, şiir dedikleri bu kadar uzun, yazı dedikleri bu kadar kısa olmaz En azla en çok anlatandır dediklerine inat, süs püs içi bocalamalarıma bir ışık yakan Ufak bir gaz lambası kadar ışığım, ne daha az ne daha fazlayım Mendil satan küçük kız, benden zenginsin şu dünyada ve benden hayalperest Benden kararlı, geldiğin treni hatırlıyorum oysa, kırık ayaklarıyla yalpalardı Seni ise hiç etmemiş al aşağı ne treni ne çamuru, oysa O, Haydarpaşa’ ydı Mor çiçekleri var evinin, mor gün batımında adı var uzak şehrinin Geldiğin tren bekler aynı yerde, bana uzak ama dönersen şehrine Selam götür benden yarası parmağımda nasır eyleyen bir maziye ve de ki; Mor çiçekleri var evinin, mor gün batımında adınız var hepinizin ve O Bekler hala, bir geleceğin ilmeklerini kaçırmak pahasına Haydarpaşa’ da ... Beste Gül Öneren 31.0CAK.2009 Denemeler II-Nakis’ ten alıntılar |
niye ki o?
şöyle ki o;
yazılar bile pes ediyor, şiirler susuyor düşünce artık kendini ispat etmemişse, gücün yeterse seversin ama insanlık ayıbı, çağı teslim ederken başkasına; "kimsenin" gücü yetmiyor.
nakis. kalemini başka sahalarda görmek isterim. hadi birde olumsuz eleştirimi söyleyeyim. Kaleminden çıkan her sözde eksik olan tek duygu , haz; kağıt kokusu..
kitaplaşıp raflarıma misafir olsaydın 10 üzerinden 10 verecektim ama biliyorum, senin için yorum yazanlarda bir yere kadar umrunda(:
bir de şu takıldı aklıma,
kaptana kimse kaptan demeseydi, belkide sürmeyecekti gemiyi. Gemi olmak isteyecekti belki. bu yüzden lliman tutarsa aşıksa belkide gemiye, kaptana değil.. o zaman her zihnin öte yanından patlak verir kalem, salık verir yürek... bu da ;
kaptan seyir defterini bırakmış limana, biri şahit olsun diye şarap kokan akşamlara..
iyi kal.
r.