AĞIT
Dönüp baktığımızda
Güvercinler susmuştu... Seni kör bir şiire yazıyorum Deniz, Anlamıyorlar. Elimi kente uzattım, Ezip geçti filmler yüreğimi. Leş kargaları oturmuş başucuma, Düşlerimi yoluyorlar. Hani şair olsam çekip gideceğim de Ben şair değilim ki... Sana insanca geldim ey yalnız çınar! Eski plakların susmuş, Çizilmişler tek kalemde. Korkma çatlamış dudaklarıma, Pir Sultan’ın suyundan içtim her gece. Takvim suretine küsünce ; Endamına boy atarmış boşluk Ve sokulurmuş yılanlar sevdanın gözlerine. Seni Ulaş’ın gamzelerinde dinliyorum Deniz, Duymuyorlar. Karacaoğlan, "Elif" düşerken dudaklarına gülümsemişti, Biz de aşkı öyle bilmiştik. İstemem Havva! Beni göğsünde tut ve sakla. Yoksa inecek nefretim bir gün, Kelimelerin bozuk saltanatına. Mevsim çürük, Mevsim ziyan. Genzimi yakıyor ezan sesi, Soluyorum an be an… Oysa Serseri bir kurşun olmayacaktı parmakların. Sen zamansız yazgım, Sen kısır döngüm, Usulca süzülecektin kimsesizliğime. Şimdi geçir damarlarımdan seni, Sokaklar uyusun. Tenhalarımın üstünü devrimle ört, Yol senin olsun. Bu şimşekler, Bu depremler, Nafile bir hezeyandır. Ama bil ki Her yağmur damlası Şarkışla’dır. Dönüp baktığımızda Güvercinler ölmüştü… Demem o ki ; Aç gözlerini şiir! Bu zemheri ve bu karanlık Bir tutam hasret, bin demet çığlık… Mine Gültepe |
Mükemmeldi,muteşemdi...
ben bu yeteneğin kimlerden yadigâr kaldığını iyi bilirim...
Tebriklerim sonsuz...