HAR-I GÜLŞEN
Şu Har-ı gül şende asıl rengini,
Öylesine arar, arar bu gönül. Kimsesiz kimsesiz kendi kendini, Öylesine anar, anar bu gönül. Duman bilmez ateş bilmez köz bilmez, “Semme VECHULLAH’TAN başka yüz bilmez, Nota bilmez beste bilmez saz bilmez, Öylesine çala, çalar bu gönül. Çektiği çileler ah sız amansız, Terk etti tedbiri kaldı plan sız, Sanmayın yanışı dinsiz imansız, Öylesine yanar, yanar bu gönül. Unutmuşum hayatta ki rolümü Kıvılcımlar sarmış gönül holümü Kurumuş çöllerde beyaz gülünü Öylesine sular, sular bu gönül. Dindirmedi içimde ki acımı İkiye katladı ince sancımı Tutam tutam dokunduğu saçımı Öylesine yolar, yolar bu gönül. Şu gölge varlığı sinede yükmüş, İçi kan ağlamış gözyaşı dökmüş, Sarıçiçek gibi boynunu bükmüş, Öylesine solar, solar bu gönül, Hamuru yoğrulmuş Hakkın eliyle, Deryalara dalmış sevda seliyle, Rayihalar almış Tevhit yeliyle, Öylesine kokar, kokar bu gönül. Şükrandır şükürle şükrün şükrüne, Kapılmış gidiyor içsel zikrine, Can-Canan misali vuslat fikrine, Öylesine dalar, dalar bu gönül, Bülbülüm niyazım gayet derinden, Ne gelirse hoştur dostun elinden, Yaralı yarayı almış derinden, Öylesine kanar, kanar bu gönül. 01.05.1999……..Mustafa YARALI |
Bülbülüm niyazım gayet derinden,
Ne gelirse hoştur dostun elinden,
Yaralı yarayı almış derinden,
Öylesine kanar, kanar bu gönül.
01.05.1999……..Mustafa YARALI
güzel gönlünüzden ilhamınız eksik olmasın bizde bu güzel dizelerinizi okuyalım devamlı kutluyorum harika bir şiirdi selam ve sevgilerimle