Sevgilisini Kaybedenlere Mahsus Öğrenim Belgesiİntro Evet. Seni terk ediyorum. Seni annenin ince uçlu bir yüzyılla ince uçlu bir tığla çeyizin için işlediği gri cinayetlerin ortasında ipek kokan dudaklarımla öptüm. Seni benden önce dudaklarım gördü. Seni benden önce başkaları ördü. Bakışından öptüm. Ürktüm, ürktüm, ürktüm... Tüm olay mahallerini kendime diktim acıtarak etimi! Tüm delilleri sana kilitledim sancıtarak rahmini! Seni terk ettim. Artık kendi kuşlarına mezar alzheimer bir göktüm. Aklım mı? Unut onu! Savaş meydanlarında en çok ben öldürüldüm! Şehrin çehresine kan gibi çöken ayrılığın gözlerine perde diye kitap indiriyor tanrısız melekler. Ben rakıyı biraz kaçırınca, ben acıyı keskin yarıklarımla korkutup kaçırınca dünyadır diye kendi göğümden kalkıp dudaklarına kaydım. Sahi, filmlerde gördüğümüz Kadıköy’müdür bu? Tüm tuzlu sular kanayan kalbimize mi boşalır? Oysa ben seni, tanımadığım kara parçalarında sahipsiz bir İstanbul sandım! Ben seni terk ettim! Aylar gibi. O ayların içindeki hastalıklı günler gibi düşen uçakta yolculara hâlâ sakin olmaları gerektiğini söyleyen pilotun ölmeden önce kendini seviştiği hostesin jartiyeriyle asmak istemesi gibi zevkli intihar denemeleri. Onlar gibi: Kaza gibi; Neden serin sularda bu kadar acıklı oluyor sevişmelerin sonu? Hep onlar gibi, hep. Seni terk ettim. Aklım mı? Unut onu! O oynanan her aşk kumarında büyük sayıların arkasına gizlenirken ben yektim. - Ey İstanbul! Yanyana yürümeyelim biz seninle. Kanımı geri ver! Sevişirken evrim geçiriyor bana verdiğin melek: Yatağımda acılarımı kemiren bir emir olmuş. Sürekli gitmen gerek emirleri yağıyor merkez büstüme. Kanımı geri ver! Kanımı geri ver! Yıkma bu savaşı benim üzerime!!! Yıkma bu savaşı benim üzerime!!! Elleriyle seviştiğim kadın mor düşüyle bir melek olmuş. Herkes mutsuz, herkes avare. Herkes bıkmış beynimde zikredilen olmaktan. Kanımı geri ver dedim. müşkülpesent kalmışım kanamaktan! Biliyorum, biliyorum... Ben... Ben seni terk ettim. Sana çeyizine hediye getirir gibi marazlı bir bahar getirdim. Uçurumlar getirdim. Seni tüm filmlerden çok daha fazla ağlattım otobüs gelmeyen garlarda Seni burada yolcu beklenmez diyen bekçiden çok daha fazla sinirlendirdim çok daha fazla üzdüm. Karanfil koktuk... Dalsız kaldık. Dilsiz kaldık. Ben sana tanrı tarafından tutulmamak üzere verilmiş bir sözdüm. Sevgilim, geçmişim beni terk ediyor. Öyle bir beddua saplamışsın ki bu savaşta etime her yanımdan hiç durmayan hiç bıkmayan hiç usanmayan bir sen damlıyor... Aklım mı? Unut onu! Unut onu! O yüzsüz bir misafir, hep sende kalıyor... |