uzak
aşkınızdan artakalan yaralı hayvan. ben
dağlara sığınan göllerin sıkıntısıyla uyanıyor her gece çöl sesi duyuyorum yurt diyorsunuz yurttaşlık ödevi mi ne dağlara düşerken ateşböcekleri, ölüme kaskatı o çığlık gibi kırıyorum kendimi ve yaralı son bir hayvan gibi soluyorum günahına cehennem o kefende yanıyor yurt lanetine sürgün dalgın bir ırmak kanıyor içine akıyor kendine kırgın dağlara sığınan göllerin sıkıntısıyla sual ediyor doğrulup söylemek istiyor rüzgar kadar mı yıldızlar kuşlar kadar unutmak isterdim nereli olduğumu unutmak isterdim hep unutalım isterdim besso na bıqendo na gon bıqendo na.. utanır ama halk çığlığıyla yaralı yanım gece yine ölümle çöker o ay kokusuna yıkılır iniltisi üstüme o dağ rüzgarının kanlıdır o ağır bir orman yangınıdır sual eden ölüler bile konuşmak ister unuttuk nereli olduğumuzu ölünce biz unutur musunuz siz yaşayan divaneler saçlarında asılmışların aklaşan ömrüyle buhura sızan bu kan uğultusu içindeki ay yoksunu gece kadar bahtsız halk yırtılırken damarları bir mermerin bile kan ısırıyor çocuklar karpuz içlerinden bu rüzgar bu iççekişimden dilim lal ve sağır çığlığı kalbim kırmanç dağlara sığınan göllerin sıkıntısıyla ahh ezik bir çocuk sesiyim şimdi uzak bir kreşte.. |
besso na gon bıqendo na gon bıqendo na..
dilim lal ve sağır çığlığı kalbim çingene
basta de sagre basta de sagre basta de...
mor tarafından 1/24/2009 10:18:49 PM zamanında düzenlenmiştir.