Suyun Perdesive aralandı suyun perdesi karışmadı acıyla tatlı birbirine aktılar hep aynı yöne kardeşçesine… oysa kabille habil de kardeşti!… . . . zaman kısamadı doğanın kanayan sesini bilinçsizce kemirdi örümcekler toprağın cömert göğsünü… . . . isyanla haykırdı deniz! mavi gözleri bu(ğu)landı taştı sabır gözlerinden kıyılara vurdu duyarlı(!)insanlık kiri dinmedi öfkesi dilsizdi basireti bağlanan ruhların gölgesi… rüzgarla sevişen akkuşun rengi siyaha döndü dökülen tüyleri döne döne kondu yorgun iskelenin üzerine… -kanayan şafak gözlerinde yüzünde güz esintisi- incisini kaybeden telaşlı istiridye içinde fosilleşen yalnızlığını sardı çırılçıplak yüreğine… denizin terk ettiği kum tanesiyle saçı başı dağınık yosunlar vurdu ölgün sahile… karanlık bulutlar el ele verdi derin/ bulanık suları kulaçladı mevsimler… yunuslar balinalar intihar ederken hoyrat eller fok katliamına devam etti geçmişin artığını kirini çekemedi devasa sünger… . . . ey insanoğlu! yer yarılıp gök kubbe çökerken mi üzerine sorgulayacaksın kendini... artık uyanıp silkin! soyun silinmeden mavi(!)küreden kapındaki karia’nın sesini dinle! cinnetle yakıp yıkarak cenneti cehenneme çevirmeden!… |