YALNIZLIK TAŞIYICISI
Ah! sen yok musun yalnızlığım
Beni bir an olsun unutmayan Sarıp sarmalayan Önce ateşe atan Sonra kor eden O da yetmezmiş gibi Beni benden eden Hem gözyaşım hem gülüşüm Ah! sen yok musun yalnızlığım Yabaniyim Belki de yorgun Ne biliyim işte Sen söyle adsız halimin ismini Ben bu hikâyenin adını yalnızlık koydum Ama önce söyle Bu misafirliğin Ki buna misafirlik denirse Çok uzun sürmedi mi? Ben sıkıldım da senden Sen hala sıkılmadın mı? Düşünüyorum da Sanki biri gelmiş Üşenmemiş de Yalnızlık ekmiş İçime Gizli gizli izliyor Çıtım çıkmıyor Kargalar ürkmesin istiyorum Susma faslımın rengi kızıl oldu bile Bir damla gözyaşı sıçrasa Biliyorum… Cız olur pat olur güm olur Nefesimi tuttum bekliyorum Şimdi… Yalnızlığım dallandı budaklandı Suyunu çok mu verdim dersiniz Düşman kesildi başıma Ne gece ne gündüz Ne şimdi ne sonra Sağ olsun! Beni kendinden sakınmıyor Tuttu elimden Yapıştı yakama Başımı boş bırakmıyor Beni çok sevdi galiba Tam gittim diyor yine geliyor Bir daha gelme diyorum Söz dinlemiyor Artık gelmez diyorum Bir de bakmışım Yine yanı başımda Benden merhamet dileniyor Masum masum bakıyor Yine kucaklıyorum Sonsuz yalnızlıklar kuşanmış bedenimi Bir ömürlük yalnızlığımı Taşımaya devam ediyorum. Nafiye YÜRÜK |