Bir Osmanlı Sedasıdır Mısralarda-
I
rivayet olunur ki Doksan Üç Harbi zehiri zemheri serhat şehri Silistre ve kalesi Mecit Tabiye o gün bir mütareke terekesi tevekkül teslim olur Urus’a ağlıya ağlıya ve yağız atlı süvarileri çıkıp da Çayır Kapı’dan çekilirken Uşumnu’ya derler ’breeey ağalar zamanı mı ağlamanın? tez olun atların gözlerini bağlayın kara gözde kara bezler kuzguni süvari atları görmesin bu hüznü ve askeri mızıka durmasın çalsın çalsın Tuna yalısında üzgün üzgün kal selâmet kömür gözlüm...’ II rivayet olunur ki bu bulutlar ezelden beri Tüter Kaya’dan kalkar da duman duman bizim Akpınar’da dururlar yağmura ve biraz sonra cami-i şerif’i arasında bir Ömer Usta kırmızı gülün alı kulağında kesme şekerler kuşagı arasında her cuma namazı sonrası mutlaka bir Osmanlı edası olmalı yine şeker dağıtacak çocuklara... çocuklar büyüdü büyüdüler neredeyse güneş altında,sel yollarında Ömer Usta öldü öldü Ömer Usta kırmızı gülün alı kulağında kesme şekerler kuşağında... III rivayet olunur ki ana baba Bulgar doğumlu bir Nikola Osmanlılı soyadlı şehri Silistre ve pazarı şahanede bir şeyler satar olmalı ve bin dokuz yüz seksen beş yılı bir vaka-i şer mucibince ’soya dönüş’ gereğince sicilinde Osmanlılı soyadını silmedikçe Silistre pazarında mal satması haramlı hasbelkader ana baba Bulgar doğumlu bir Nikola Osmanlılı soyadlı yasaklı... IV rivayet olunur ki şu ecdat diyarı Küçük Kıpçak Bozkırı Dobruca’da başında güneş,ayağında deniz Balçık şehrinde Kırım’dan dönerken türkülerin Sinan’ı bir Kırım Muharebesi sonraları Ortadoks Urum,Bulgar cemaatler arasında dini kavgalar sinsi sinsi ve Urumlar’ın yıktığı o Bulgar kilisesi Devlet-i Âliyye-i Osmaniye yüce fermanı ile acilen inşa edilir yeniden aynı ebatta, aynı yerde denize yakın külli masrafı karşılanır hazineden... ve bugün Balçık müzesinde mermere kazınmış o fermanın levhası anlatırken bize o geçmiş günleri şahane Hakk’a devşirir bir Osmanlı sedası kiliseden yayılan hazin çan sesinde... Galip Sertel |
ALKIŞLI/YORUM.
SELAM VE DUA İLE.