Bir Kış Bozgunu
bir İsa’dan mı önce
bir İsa’dan mı çoook sonra bir kalubelâdır burası bir Tuna yalısı ve evrilen bir zamandır bir yüzkarası bu bir kış bozgunu ve sen bir âdemoğlu bir hava ki sıfırın altı onaltı köyü sarmiş birebir kâfirin hınzırım tankları tanklara bakıyor üzgün üzgün bir köy halkı ve sen bir âdemoğlu bir orman bekçisi Salih Korucu uykusuz bir koca hacıyatmaz bir ormanın bir tilkisi kadar kurnaz bir dem,bir kıdem demli demli bir bir döküyorsun kara kara kar üstüne bir kar kadar beyaz bir kar kadar saf saf bildiklerini... "Komşular,diyorsun, bir beni işidin burası bir köy meydanı unutmayın ben de bir birim benim de ezanlı bir adım var siz, siz olun gene bir bir bir benden duymuş olmayın bir Salih Korucu dedi demeyin sakın bu bir kıyım ağacın bile bir adı değişmez böyle rastgele çün Tanrı "Kün"dedi yarattı ağacı bir adı ile" ve bakir eller bir bir çırılçıplak bakir göklerde birebir çoğalıyor ulak ulak bir ağıttır şimdi kiliseden gelen çifte çan sesi gönüllerde gurur boyun eğmiş bir bir bir sürgünlerdedir bir ezanlar nağmesi gümüş kakmalı bir haç gelmiş oturmuş oturmuş bir dal yeşil gözlere haraç mezat bu bir kış bozgunu ve sen bir âdemoğlu delik deşik bir karlı gece kan ter içinde bir soykırım sırıtıyor haince namluları bir uzun bir uzun birtakım zalim tanklar içinde... Galip Sertel |