4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1720
Okunma
Ne fark eder uzaklara gitsem de,
Ateş yüreğimde, çile ensemde,
Gurbeti vatana tercih etsem de,
---Kaçamam kendimden ben yine benim,
---Gölgem gibi sanki bahtım, kaderim.
Değişen ne var ki? Sadece mekân,
Gün yine boğucu, kasvetli akşam,
Her taraf bulanık, ne yana baksam,
---Yer demir, gök bakır, kaskatı dünya,
---Maddenin içinde kaybolmuş mana.
Meçhullerle dolu, her yeni sapak,
Yollar ya sarp yokuş, ya çıkmaz sokak.
Gün batmak üzere, menzilim uzak,
---Muhannet vadisi geçit vermiyor,
---Kalleştir havası, çok sert esiyor.
Umutla çaldığım bütün kapılar,
Tokat gibi, suratımda şakılar,
Başıma çökerken çürük çatılar,
---Sabır taşlarına, bağrımı vurdum.
---Harabe olsa da, şu gönül yurdum,
Bela rüzgârının estiği yerde,
Hangi gül bahçesi uğramaz derde?
Dizde derman bitti, gözdeki fer de.
---Cefa erbabının çektiği çile,
---Ne yapsak nafile, gelmiyor dile.
Hep aynı çırpınış hep aynı kafes,
Acılar içine sıkışmış heves.
İçimde boğuşur çığlık çığlık ses.
---Bir ses ki, o sese kulaklar sağır,
---Hissedip duymanın, bedeli ağır.
Mahpushane sanki şu sonsuz âlem,
Et kemik içinde tutsaktır gayem.
Hiç kimse derdimi anlamaz madem,
---Ey sahte büyücü bahtımdan el çek.
---Sar beni hakikat, sev beni gerçek.
11.01.1989.BURA
Mustafa YARALI