ÇARŞAMBA PAZARINDA KAYBOLAN ÇOCUKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sevgili Şair ve şiir sever dostlarım: Çarşamba pazarında şahit olduğum. Kayıp çocuk hikayesini şirsel bir tarzda anlatmaya çalıştım. Bu vesile ile herkezin Kurban Bayramını kutlar. Sevgi saygı mutluluk paylaşımında, Sağlıklı günlerde yaşamanızı dilerim. Hasan Öztürk
1.
Sabah erken, İnmişler köyden şehre. Bir hafta sonra, bayram var diye. Annenin elinde, saf yoksulluk kokan, Akşamdan yazdığı, yedi kalem liste. Babası mermer ocağında işçi, Kör olsun şu garibanlığın gözü. Elde avuçta yok işte… Anne kızına, Bayramlık pazarlığı ederken, Gömlekçi Erkan ile. Dalmış kadıncağız. Tutmamış, evdeki hesap, Pazardakine. Neyse… 2. Sokaktan geçerken, Baktım, bir kadın ağlıyor. Feryat ediyor. Çocuğum yok diye. Çevirmişler etrafını, Biz çok severiz, ağlayanları izlemeyi. O an aklıma düştü, Aradım Zabıta Ali’yi. Bir ilan geçti, Dinleyen yok beni, Teselli ver semde. ( Yirmi dakika sonra) 3. Elinde bir değnek, Sırtında solmuş pembe kazak. Sırıtır beyaz pabuçları, Sandım ki yalın ayak. Sordum adın ne? Sevda. Annem babam yok diyor, Adlarını unutmuş telaşla. Gözlerinde yaş boncuk boncuk, Hem masum, hem ürkek, Çarşamba pazarında, Kaybolan çocuk. ( Çek Halil İbrahim çek. Bir mutluluk resmi çek. ) 4. Şimdi; Bulunmayan çocuklar, Mısralarıma koğuşlaşır. Demli çayım gibi tükettiğim, Boş bardaktan bakar, Çocuksu düşlerim. Tütün kokusunda boğulurken, Ayağım da ki kot, sırtımda ki gocuk. Sen gül be, gül çocuk, Beni boş ver. Ben, Kaybolupta bulunamayan, Çocuklar için, ağlayacağım... |
YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK..TEBRİKLER..
SAYGILAR..