Biz alın teri dökmeye alışmışız
Yeni bir şiir yazacağım olumsuzlukların yankısı
Yol çukurlarında ezilen adsız dolguların çaresizliğinde İçimde ızgarada kuyruksallayan balığın acısı Gözümde zehirlenmiş bir köpeğin hasretle ölümü beklemesi Örümceğin ağına takılmış bir kelebeğin kanat çırpışı Hep acıların tanığı mısın demeyin bana Ben sevdim hem de adam gibi Adam gibi sevildim de Unutamadığım kollar var boynuma sarılmış Unutamadığım öpücükler Umutlarıma kanat vermiş bakışlar… Veresiye defterinde kabarık hesabı olan kadınlar bilirim Kocası kahvehanede kumarda Çocuklar görüyorum arkadaşının yediğine ağzı sulanan Düşüncelerim ezilmekte bu haksızlığın değirmen taşında Uykusuzluğumda Sabahın karanlığında bayat ekmeye giden yaşlı kadın Parasızlıktan çocuklarını okula gönderemeyen sakallı adam Ve tesellimiz bir operasyon birkaç tutuklama Kim kimi götürmüş Kim kimi öldürmüş Kim kimin altında kim kimin üstünde Televizyonlarda dakikalarca yüksek sesle anlatılanlar Gazetelerde boy boy manşetler. Ve ayrıca yargılama programları Suçluyu bulma girişimlerdi Askercilik Polisçilik oyunları Bıktım artık bir Türk olarak bu denli küçük görülmeye Benim köylümün veresiye defteri olmamalı Kömür verme kardeşim Erzak verme İş ver, utanmadan yaşasın benim köylüm Biz alın teri dökmeye alışmışız Alın teriyle yoğurmak isteriz ekmeğimizi. Ben mert yaşadım gelirse mertçe gelsin ölüm |
Erzak verme
İş ver, utanmadan yaşasın benim köylüm
Biz alın teri dökmeye alışmışız
Alın teriyle yoğurmak isteriz ekmeğimizi.
Sayın Akdora,
katıksız,doğal,ne eksik ne fazla anlatmışsınız.Kutlarım.
Mutlu Bayramlar