2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1195
Okunma

ben bir ming vazosuyum
aztek kurban taşında
rio grande’de bir siu tüyü
dakota’nın yüksek yaylalarında
stalin troçki’yle düelloda
bir geyik boynuzu üflerken
alaska’da altın avcısı
saskatchewanda bir kabile reisi
onaltıncı lui’nin eline su dökemediği
ortaçağı kilitleyen kontun
apışarasında bir tatar’ım
sibirya boylarında bir yakut
buzlar arasında maria
kürklerini okşadığım kalça.
zehirli sokrat doğmakta
collosium’da dili yorgun
nasıra’dan yolculuğun roma’ya
spartaküs’ün kanatlarına
apışaramdan enseme doğru
bir kazığın milim milim işleyici
yeni dünya düzeni
roma değil vatikan bu
soluk soluğa önümde diz çöküşü
engizisyon papazlarının
ve bütün anıların ortak sesi
kemiklerin ayrılışı birbirinden
işte ensemde kazığın kanlı ucu
antik bir tiyatroya gidip
tarihin içine alevler saçmalıyım
açmalıyım bütün kilitleri
tarihe gitmeliyim bu gece
elimde vaftizci yahya’nın baltası
işkencecinin korkusu
etin çığlığına yapışmış
robespiyer’in korkusu danton
özgürlük tası dolduran yürek
kendi ölülerini yedi devrim
aslında bu gece
o ölülere gidebilirim.