-Başlıksız-
ben bir ming vazosuyum
aztek kurban taşında rio grande’de bir siu tüyü dakota’nın yüksek yaylalarında stalin troçki’yle düelloda bir geyik boynuzu üflerken alaska’da altın avcısı saskatchewanda bir kabile reisi onaltıncı lui’nin eline su dökemediği ortaçağı kilitleyen kontun apışarasında bir tatar’ım sibirya boylarında bir yakut buzlar arasında maria kürklerini okşadığım kalça. zehirli sokrat doğmakta collosium’da dili yorgun nasıra’dan yolculuğun roma’ya spartaküs’ün kanatlarına apışaramdan enseme doğru bir kazığın milim milim işleyici yeni dünya düzeni roma değil vatikan bu soluk soluğa önümde diz çöküşü engizisyon papazlarının ve bütün anıların ortak sesi kemiklerin ayrılışı birbirinden işte ensemde kazığın kanlı ucu antik bir tiyatroya gidip tarihin içine alevler saçmalıyım açmalıyım bütün kilitleri tarihe gitmeliyim bu gece elimde vaftizci yahya’nın baltası işkencecinin korkusu etin çığlığına yapışmış robespiyer’in korkusu danton özgürlük tası dolduran yürek kendi ölülerini yedi devrim aslında bu gece o ölülere gidebilirim. |
özel isimlere dikkat edemiyecek kadar tarih biliyorsunuz.
(saldırı değil, eski Roma'dan gelen gladyatör değilim.ama gerçekleri söylemem lazım).