1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
73
Okunma
saatlerdir bir elmayı karnından bıçaklıyorum
çeviriyorum masamda topaç gibi
insan istesede değiştiremezmiş talihini
yüzümü az önce kireç kuyusunda buldular
bir ekmek gibi kırılmışım ortadan
kendime çıkacak bir yol arıyorum
dışarısı fena tehlikeli
kapı eşiğinde unutulan aşıklar salgını var
burası dünya
insanları hep kederli
bir şeylere dargın ve dalgın kalkarlar yataklardan
güneşi taşlarlar her sabah
kimi avuçlarındayken yitirmiştir mutluluğu
kiminin çeşme başında kırılmıştır su testisi
herkesin hikayesi var anlatılmaz
bir de muazzam nedeni kaybetmek için
kırık kalpler sokağında gece
vedalar acayip bir bilmece
üşür yalnızların elleri
pul pul acı yağar üstümüze
ütü tutmaz kırışık hayat
hiç mi güzel şeyler olmayacak
bir tavşan bir tilkiyi öptüğü zaman
şaşırınca sever miydin beni
seni gördüğümde doğdum ben
her gün parça parça çoğalarak
sözcüklerin tutup kucakladı
gülüşünle kendimi unuttum
sapanla kuş vuran haylaz çocuğum
bir isim koy bana
evcileştir büyüt beni
göbek bağım kanıyor hâlâ
birazdan şehirde acemi bir dağ rüzgarının
kanatlarına tutunup kaybolacağım
üstüm başım kekik kokacak
dünyayı uçtan uca dolaşacağım
hangi sevdalı anlaşılmış ki severken
kimileri kaçtı diyecek ardımdan
kimisi zaten uğursuzun tekiydi
gerçeği yalnız sen bileceksin
bir düşe düştüm gözlerinde
ağlarsan çıkışı bulacağım