0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
51
Okunma

Her taç yaprağında bir fısıltı,
Kırmızı, pembe, beyazın en narin tonlarında.
Aşk, bir gülün en derin katmanlarında saklı,
Kokusuyla nefes kesen, zamanı durduran.
Yasemin, gecenin örtüsü altında açan yıldız;
Utangaç, ama öyle bir koku yayar ki,
Her nefeste bir hatıra canlanır,
Geçmişten gelen bir öpücük gibi.
Manolya, narin ve güçlü aynı anda,
Beyazında saklı asil bir sevgi.
Baharın ilk umudu, ilk dokunuşu,
Toprağa düşen her yaprak, yeni bir başlangıç.
Frezya, neşeli ve kıvrak,
Kokusuyla etrafına gülümsemeler saçan.
Masum bir flörtün, tatlı bir iltifatın,
Gökyüzünde dans eden parıltısı.
Leylak, morun her tonunda bir hikaye,
Gizemli, tutkulu, kalbi sıkan bir özlem.
Gençliğin ilk aşkı, unutulmaz bir dokunuş,
Rüzgarla savrulan her küçük çiçek, bir sır.
Müge, küçük çanlarıyla sessizce öten,
Saf, temiz, her şeyden arınmış bir sevgi.
Bahar yağmuru sonrası toprak kokusu gibi,
İçimizi ferahlatan, gerçek bir duygu.
Onlar sadece renkler değil, sadece formlar değil,
Onlar, aşkın görünmez ruhları.
Her biri, kalbin bir başka odasını fısıldar,
Rüzgarda salınan bir ezgi gibi.
Ve her nefeste anlarım ki,
Aşk, aslında evrenin en güzel çiçeği,
Hiç solmayan, hiç bitmeyen,
Hep aynı taze kokusuyla bizi saran.
Hüseyin TURHAL
5.0
100% (1)