4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
134
Okunma
Babamın Sustuğu Yer
Kulağımda yankılanan o tek cümle var şimdi:
"Gönül toprağıma düşen canım kızım Cemrem," derdi
Elini tuttuğumda sıralardı nasihatlerini,
"Her kışa hazırlık lazımdır; her bahar aldatır seni."
Ben dinlemedim, sanıyordum ki bu dünya benimle başlar.
Oturup beklerdi babam, gözlerinde biriken deniz.
Benim hızım, onun yorgun ve vakur sabrıyla çarpışırdı.
O, denizin dibindeki çakılın ağırlığını anlatırdı, bize
Gökyüzünün anlık yıldızına aldanır, o yalana tutuşurduk.
"Sana iyi gelen her şeyi yavaşlat," derdi. "Çünkü hız, unutturur."
Sözlerinde hep bir ’dur’ vardı, kalabalığa karışma diye.
Şöhretin alkışına kanma, o rüzgar çabuk dinerdi;
Yüksek sesin fısıltıdan boş olduğunu, sade bir heceyle söylerdi.
Hızlandım, kaybettim. Unuttum, kırıldım.
Kaçtım o nasihatlerden, sanki beni zincirleyeceklerdi.
Oysa zincir, bendim. Kendi telaşımın prangasında kaldım.
Dedim ya, dünya benimle başlıyordu; bitişi de bana ait oldu.
Ne zaman o yüksek sesler sustu, rüzgar beni terk ettiğinde,
Gördüm ki babamın sessizliği bir dağmış, benim gürültüm sis.
Koştuğum her yalan kapı, yüzüme çarptı, tam o anlarda
"Bahar aldatır," sözü, kışın en keskin ayazıymış, acı bir his.
Şimdi, cebimdeki o incecik toprak zerresi, kum oldu, aktı.
Yalnızlık, babamın bahsettiği o hazırlıksız kış soğuğunda bıraktı.
Ona borçlanma dediği her şeyi, hayata borçlandım, kat kat.
Sırtım, yalan rüzgarlarına dönük, ruhumda bir boşluk aktı.
Her telefonum çaldığında, arayanın babam olduğunu ne çok isterdim,
Oysa sadece bir hatırlatıcı, bir ödeme günü, boş bir mesaj.
Ne bir "iyi misin" sesi, ne de bir "ben buradayım" fısıltısı gelmiyor.
Kendi ellerimle yıktım o duvarı, şimdi gölgesi bile uzak bana.
Ben o sesten yoksun, bu büyük ve karmaşık yollarda yürüyorum.
Ağır adımlarım, her adımda babamın ’acele etme’ uyarısını ezberliyor.
Bütün dertlere şehirlerin karmaşık formüllerini ararken, gülümsüyorum;
Çünkü en büyük formül, bir babanın sessiz, topraksı bakışındaymış, biliyorum.
Artık geri dönsem bile, bulacağım sadece kapısı kilitli bir evdir.
O evde ne bir sıcaklık, ne bir eski kitap kokusu, ne de bir el var.
Oysa ben, sadece bir kez "Haklıymışsın, Baba," demek isterdim sessizce.
Şimdi bu söz, dilimin ucunda asılı kalan, en hüzünlü keşkelerdir.
Babamın sesi artık sadece bir yankı, bir duman.
Ne zaman bir karar versem, önce onun suskunluğunu dinlerim.
Geç kaldığımı bilerek, zamanı geri sarmanın imkansızlığını.
Keşke, derim, keşke o toprağın soğuğunu daha genç hissetseydim.
Çünkü tuttu bütün nasihatleri, tek tek, acıyla.
Her doğru çıkan sözü, yüreğime saplanan bir hançer.
O, bana yolu gösterdi; ben, gururumla başka yollarda kayboldum.
Ve anladım ki, en büyük miras, gönül toprağına düşen o sesti;
Şimdi sadece hüzün var, o ilk cemrenin düştüğü yerde.
Cemre yaman
5.0
100% (7)