0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
42
Okunma
Mutluluğu hak etmedim, biliyorum,
gülüşüm bile yabancı artık yüzüme.
Bir yanım hep eksik doğdu sanki,
bir yanım hiç büyümedi gözyaşları içinde.
Ne dua ettim tuttu,
ne sustu içimdeki fırtına.
Biraz eksik sevildim,
biraz fazla acıdım hayata.
Her sabah yeniden ölmek gibi uyanmak,
bir bedene sığmayan yorgunlukla yaşamak...
İçimde ne umut kaldı, ne inanmak,
yalnızca tükenmek,
yalnızca susmak.
Gidenler haklıydı, kalan ben değilim artık,
kalbim bile bana dar geliyor.
Bir gün ansızın çekilirim sessizce,
ve kimse anlamaz gidişimi —
çünkü ben çoktan gitmişimdir içimden.
Bir zamanlar gülüşüm vardı,
şimdi her aynada yabancı biri bakıyor.
Bir umut kalıntısı arıyorum kendimde,
ama ellerim boş,
yüreğim çoktan toprak kokuyor.
Ne yapsam olmuyor,
ne yaşasam geçmiyor.
Sanki her nefes, biraz daha eksiltiyor beni.
Bir ömür boyunca koşmuşum aynı acıya,
bitmemiş, sadece yer değiştirmiş.
Kırıldım…
ama sesim duyulmadı.
Sustum…
ama sessizliğim bile ağladı.
Bazen düşünüyorum,
belki de en büyük suçum yaşamaya çalışmaktı.
Belki de hak etmedim hiçbir sabahı,
belki de en çok,
yok olmayı yakıştırdı hayat bana.
Artık direnmek diye bir şey kalmadı bende,
yorgunum… hem de içimin en karanlık yerine kadar.
Bir kalp düşün, bin kez kırılmış,
ama hâlâ atıyor — alışkanlıktan sadece.
Gözlerim sönmüş yıldızlar gibi,
ne bir ışık, ne bir sabah bekliyor.
Her şey sustu içimde,
yalnızca kalbimin yıkıntılarında yankılanan
bir “keşke” sesi var.
Belki de en çok sessizlik yakışır bana,
belki de en doğru vedayı gözlerim yapar.
Mutluluğu hiç giyemedim üzerime,
ama biliyorum...
kefen bana yakışacak.
Yolun sonuna geldim sessizce,
kimse fark etmedi içimden ne kadar geçtiğimi.
Bir umut kırıntısı bile kalmadı avuçlarımda,
her şey yarım, her şey eksik bende.
Gülmeyi unuttum, sevilmeyi de…
Artık gözyaşlarım bile alıştı düşmeye.
Kalbim atıyor hâlâ,
ama yaşamak değil bu — sadece sürmek gibi bir şey.
Bir zamanlar hayat isterdim,
şimdi yalnızca susmak istiyorum.
Çünkü ben öğrendim:
her doğan gün biraz daha gömüyor insanı içine.
Ve ben…
çoktan vazgeçtim sabahlardan.
Ne gülüş kaldı yüzümde,
ne umut gözlerimde.
Sadece bir sessizlik kaldı bana yakışan,
ve biliyorum artık…
kefen bana yakışacak.