çılgınlığı tutmuştu denizin.
coştukça geri çekiliyor, yeniden saldırıyordu.
dev dalgalar kayalara sürtünüyordu,
tutkuyla,
her fırsatta sevişir gibi.

için için titriyordu su,
dudaklarındaki ateşle yanarken.
arzuların kıyısında kalmıştım,
üzülmek yetmiyor, eksik kalıyordu.

göğsümde sıkışan neydi?
hangi ateş yakıyordu beni
ve neden göremiyordum olanları?

herkes toplamıştı yelkenlerini.
her yerden sesler geliyordu,
ben susuyordum.
dalgalar kırıyordu gülüşlerinin sesini.

ateşim ıslanıyordu her dalgada,
dudaklarım bekliyordu
mührü kıracak anahtar belirsizdi.

bakışların damgalandı uykunda,
alnında biriken terlere eşlik eden bir düş
farkında bile olmadan inliyordu.

kumsalda saklı bir sır,
gelmeyen bir sevgili…
dalgaların kayalarla sevişmesini izlerken
gözyaşlarına boğuluyordu aşk,
tutsağı kendi ateşinde.

kaç dalgaya dayanır bilmem,
her dalgada bir aşk yaşanıyordu,
kısa, ama gerçek.

göğsünü dinle.
yelken açılmadan bul onu,
damgalanmış dudaklarının anahtarını.

ben dalgalarla ıslanırken
ateşlerde yanıyordum.
tenimdeki zincirler kırılıyordu.
*
Mehmet Demir
271020