1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
63
Okunma
Birden sarktı kelimelerden ipler,
boğazında düğümlendi gök.
Kalem, yanmış bir dal gibi kırıldı,
kâğıt, suskun bir mezar taşına dönüştü.
Sustu şair—
çünkü söz, bazen kanayan bir yara,
bazense en ağır fırtına
sessizlikten doğar.
Bir kelime, yaralı bir kuş gibi
avucunda kanat çırptı,
sonra sessizliğe gömüldü.
Gözlerinde yankılanan bin çağrı,
dudaklarında mühürlü bir kıyamet vardı.
Kim anlar sessizliğin ağırlığını?
Kim duyar göğün derinliklerinde
öksüren bir yıldızın öksüz sesini?
Yazmadı;
sadece baktı uzaklara,
göğün paslı kapılarına,
ve sordu kendi kendine:
“Bir söz, bir yarayı iyileştirir mi?”
Ama sustukça büyüdü şiir,
en gürültülü çığlığa dönüştü dünyada.
Kelimeler söyleyemediklerini
geceye fısıldadı,
öldü şiir!
5.0
100% (3)