Bana İstanbul'u anlatnefesinin öptüğü ıssız sokaklarda derlitoplu ve kestaneyanığı kokarken saçların nasıl çıkmıştık ilk fotoğrafta yabanıl kuşlar çatıları mesken tutarken Galata’da patentli bir yalnızı kucaklarken Tophaneden geçen paslı tramvayı buğusun da kahveyi ve kömür kokulu nargilenin duman / dumanladığı Üsküdar iskelesinin cefakar yolcularını anlat olağanca kızıllığını yüklenirken güneş nasıl alıp gidiyorsa başını doğacak sabahları anlat örselenmiş baharların şişe çeviren akşamcı çocuklarına falaçan ızdırap zedelerin ağlamaktan kaçırdığı sevgilileri ve annelerin bir tutam şerbetotu kaynatırken nasıl hüzünlendiğini anlat bana ve İstanbul’u ve seni nasıl sevdiğimi |
Şiirinizde bir bütün olmuşlar.Tebrikler