1
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
208
Okunma
Hangi çizgiden yürüdüysem, dar sokakların, yitik ruhlarıyla karşılaştım hep.
Sevilmeyen çocukları karşıladım çiçek pazarında.
Güller ellerinde açmışçasına dokunuyorlardı, kalbimin üzerine parmak uçlarıyla.
Ben bir adım attıkça, bir mevsim düşüyordu içimden,
bir martı sürüsü geçiyordu göz kapaklarımdan,
ve senin sesin—bir su gibi—taşlara çarpıyordu.
Adını unutmuş evlerin önünde bekledim seni.
Pencere pervazında kuruyan fesleğen gibi,
bir ihtimalin solgun gölgesiydim orada.
Hiçbir mektup atılmamış bir posta kutusuydu içim,
kimse dokunmadı, kimse açmadı beni.
İç sesimi susturan o ince sızıyla,
sokağın bükülen yerinde durdum —
bir kedi geçti, kuyruğunda hatıralar
ve gözlerinde zamanın puslu aynası.
5.0
100% (4)