0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
49
Okunma
Göğün örtüsüne dokunmuş ellerimiz,
Yıldızları çadır bildik, semayı otağ.
Karanlık zindan gibi çökerken çağlar,
Bir mahzen kurduk biz
Göğe, suskun ama sağ.
Rüzgâr, atlarımızın nallarında serin,
Zaman, yelelerimizde asırlık bir uğultu.
Bir milletin destanıydı her adım,
Ve biz, toprağı göğe yükselten umutlu.
Diz çöken dağlara sor sabrın adını,
Tunçtan irade, demirden yürekle.
Ay tutulsa da kutlu niyazımız,
Aydınlığa kefen biçtik, geceyle.
Ey mazinin okluk otağından gelen,
Yiğitler mahzeni kurar göklere.
Toprakta arama zaferin izini,
Göğe bak! Çünkü ruh orada yüce.
Göğe kurulan mahzen, sırlarla dolu hazine,
Köklerimizle bağlı, sonsuzlukla dans ederiz.
Her taşında efsane, her nefesinde tarih,
Gözlerimizde yanar, sönmeyen bir ateş izleriz.
Kara toprağın bağrından yükselen sesimiz,
Kükreyen nehirler gibi çağlar, durmaz.
Ay ve güneş dönerken kervanımızın üstünde,
Biz bir bayrak gibi dalgalanırız, yılmaz.
Kara kışın ortasında, yıldızlar başımızda,
Umudun ışığıdır her geceyi delen.
Göklerden iner esen kutsal meltem,
Kalbimize serinlik, cesaretle gelen.
Ey tarih, yükünü omuzlarımızda taşır,
Geleceğin kapısını biz aralarız.
Mahzenden yükselen bu kutsal nağme,
Yüreklerde yankılanır, ebediyen kalır.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(18 Temmuz 2025)
5.0
100% (1)