LABİRENTEteklerinde biriktirdiğim düşler Benim olmalı dudağındaki gülüşler Ütopya karanlığı dağlarımda Efkâr mavisi geceler Yosun tutmuş gözlerindeki akvaryum Balıklar aç kalmış dudağındaki suya Pusu kuran hayalin gençliğimin yollarına Denizin mavi rengi kurumuş yüreğimde Kayıp akşam türküleri bir senfonide Yalnızlığına ağlarken Siyonist coniler şehirleri bombalıyor Bir yanım Hiroşima oluyor, bir yanım Bağdat Ortadoğu labirentlerinde kayboluyorum Merdivenlerden çıkamıyor yorgun gölgelerim Dişlerimde çekiyorum kıtaları Ben keşfettim Amerika’yı Bu cinayeti ben işledim! Kızıl renge boyanırken göğüm Bulutlar felç olmuş yağmur yağarken Tutuklanmış çerçevedeki siyah beyaz resmim Gazetelere manşetten giriyorum Karıncalara yem olurken bir parça tebessümüm Bir farenin kemirgen dişlerinde Peynirim bu sabah. Saatler dururken ben uykudayım Geleceğimi kuşlar süpürür aynalardan Zaman güneş sarısı saçlarımda Beyaz yağmurlara dönüşür Önce saçlarım, sonra akarsular dökülür Yatağına. Ben konuşurum vakit geç olur Buzdağı gibi erir arkamda yıllar Gideni fark edersin sevmek suç olur Kalır içinde tetik düşüren rüzgârlar Hüseyin Özbay |
Buzdağı gibi erir arkamda yıllar
Gideni fark edersin sevmek suç olur
Kalır içinde tetik düşüren rüzgârlar
Çok güzel şiirdi şair.
sen yazmalısın
saygılar