3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
247
Okunma

Toplanın ey kınamacılar divanı,
Yine bir kıyım oldu, yine bir kurban,
Gazze yerle bir, bebekler suskun,
Ama siz oradasınız, görev başında:
“Kınıyoruz!” diyerek,
Basın açıklamasıyla soykırıma dua edercesine!
Kimi kravatını düzeltip
Kameralara bakıp artistik pozlar verir,
Kimi bir tweetle bütün öfkesini boşaltır:
“Bu zulmü şiddetle kınıyoruz!”
Çok şiddetli ama,
Neredeyse parmağı yorulacak klavyede!
Ey merhameti lafta kalmış çağın adamı,
Senin vicdanın değil,
Reklam ajansın konuşuyor aslında,
Siyonist postallarla iş tutarken,
Bir yandan da gözyaşını filtreyle akıtıyorsun.
Ağlayan çocuğa değil,
Onu kameraya çeken adamın ratingine bakıyorsun!
Ey ekranlarda öfke selleri taşıyanlar,
Makam odalarında sükûnet içindesiniz.
Üç gün yas ilanı yok,
Sadece üç kuruşluk beyanlar,
Siz, mazlumun değil manşetin adamısınız!
Sizden biriniz çıkıp da sormadı:
"Bu çocuk neden paramparça?"
Ama iyi pozlar verdiniz,
İyi cümleler kurdunuz,
Birbirinizle “daha etkili kınama” yarışında,
Birbirinize kına yaktınız resmen!
Zulüm bombalarla geldi,
Siz, onu kelimelerle gömdünüz.
Birinin "Yeter!" demesi gerekirdi,
Ama siz "Yeter ki koltuklar sallanmasın" dediniz!
Birinin kalkıp mazluma kalkan olması gerekirdi,
Ama siz, siyonistin alnına kalkan oldunuz!
Aynı sofrada yemek yediğiniz cellatlar,
Sizi “dost ve stratejik ortak” diye selamlar,
Oysa celladın bıçağında çocuk kanı var,
Ama siz, kesilmiş bir ilişkiden değil,
Kısıtlanmış bir ihaleden korkarsınız!
Sizin kırmızı çizginiz yok,
Sadece kırmızı halılarınız var!
Gazze’de kız çocukları kırmızıya boyanırken,
Siz, bir tekstil fuarında indirim konuşursunuz!
Siz, sussa da bir şey demeyenlersiniz!
Siz, ölü çocukları değil,
Borsa endeksini konuşanlarsınız!
Siz, mazlumun feryadına
Lobi dengeleriyle cevap verenlersiniz!
Ey süslü protokol kravatlı suskunluk,
Siz Allah’tan değil,
Sizi izleyen kamuoyundan çekinirsiniz.
Gazze yanarken siz klima altındasınız,
Kudüs ağlarken siz kahve içmektesiniz!
Siz kınadınız evet!
Ama o kınamalar,
Yanan çocuğun tenine su değil,
Zift oldu, yara oldu, ihanet oldu!
Artık yetti,
Bu kınamalar,
İhanet çukurunun içine atılmış yumuşak yastıklardır!
Bu kınamalar,
Katili selamlayıp,
Mazluma dua okumaktır!
Ey dostun değil,
Zulümle iş tutanın meclisi!
Siz mektup yazdınız zalime,
“Lütfen biraz az bomba atın” diye!
Sonra da vicdanınızı akladınız,
"Biz ses verdik" diye!
Hangi ses, hangi yankı?
Gazze’de yankılanmadı hiçbiriniz!
Çünkü siz sesinizi Filistin’e değil,
Siyonist efendilerinize duyurmak için yükselttiniz!
Artık susun!
Siz susun ki ses duyulsun!
Siz çekilin ki feryat yer bulsun!
Siz terk edin ki meydan yiğit görsün!
Bir bebek kanı üzerinden alınan ihale,
Bir masumun cesedi üzerinden kurulan ticaret,
Sizi siz yapan o makyajlı zulüm aynasıdır!
Ama unutmayın:
Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır!
Ey kınamacılar,
Birgün Rabbiniz size sorduğunda:
“Niye sustunuz?”
Siz yine diyeceksiniz:
“Kınamıştık!”
Ama o gün,
Kınamalarınızla değil,
Kınadıklarınıza sessizliğinizle yargılanacaksınız!
Ve şimdi biz,
Mazlumun yanında,
Zalimin karşısında durarak yazıyoruz:
Bu bir haykırıştır, bu bir ferman:
“Zulüm karşısında dilsiz şeytan olmayacağız!”
“Kudüs sadece bir şehir değil, şereftir!”
“Gazze yalnız değil, biz varız, korkusuz ve satılamaz!”
“Kınamak değil, hesap sormak gerek!”
“Zulümle iş tutan, kınamayla kurtulamaz!”
Ve siz ey suskun seyyahlar,
Bu sözler sizin için değil…
Bu sözler,
Mazlumun alnındaki secde izi kadar berrak,
Yetimin gözyaşı kadar keskin,
Ve sizin alkışlarınızdan daha hakikidir!
Bu bir haykırış,
Bu bir çağrıdır;
Sizden olmayanlara,
Ama gerçek olanlara!
Erol Kekeç/26.05.2025/Sancaktepe/İST
5.0
100% (2)