5
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
281
Okunma

Ve düş/eş…
Tek düş iken eş olan hatırına sevdanın ruhum ve coşkum bedenimden taşan…
İzafidir mutluluk
Öngörüsü umudun bazen saf tuttuğum karanlık:
Hibe ettiğim dünüm
Her nasılsa hazzında ölümün
Mühürlediğim yürek tek servetim olsa ne ki?
Meylettiğim değil artık yarınlar
Yâd edilesi bir mevki olsa olsa
Kabrime yakın bildiğim mısraalar
Hörgücü sözlüğün;
Yüzü suyuna hürmeten kalemin
Batan dipçiği ile örtülü
Bir naaş:
Gölgemle sırdaş adeta yalnızlık
Sırra kadem basan nice insan asla da değil bir yakarış
Varsın olsun geri dönmesin hiç biri…
Hiçlik makamına serili bir mevtayım ben:
Meftunu sevdanın,
Yakardığım Rabbime sevdalı
Bir neferim ki;
Önümde kırsalı bilinmezin
Kırağı çalan mevsimin çağrısı…
Nezdinde sözcüklerin
Vuku bulan her ne hikmetse
Huşu içerisinde serildiğim iklimin
Varsın dolsun vadesi.
Vaatlerinden evrenin birinden sekip
G/öç vaktine denk düştüğümün ibresi;
Nasıl ki duygulardır aşkın ve yalnızlığın ibaresi
Ket vurulduğu kadar mutluluğa
Tutulan nutkuma kefildir şiirlerin gösterdiği
Direnci tek solukta içime çektiğim
Sınanan dirayetimi hala saklı tuttuğumun
Ertesi.
Atıl bir düş olsa ne ki
Yalnızlığın tutanağı
Yakardığım kâinat iken bildiğim tek serveti,
Hayallerin:
Kaynakçam dünde saklı;
Yakardığım mealin sancağı ise yürekte
Koşullu koşulsuz sevmenin vardır elbet bir hikmeti.
Geçkin düşler,
Geçimsiz mevsim,
Esen delişmen rüzgâr
Nasıl ki bir tutku kalemle ettiğim dans ve kelam
Manen yaralı ve yaslı
Aşkın hicretinde semiren özlemin
Savurduğu son bir nida
Savrulduğum kadarsa boşlukta
Sancılandığım her şiir vakti
Tek solukta vardığım hoşluğa
Elbet saklı olduğum kadar himayesinde Rabbin
Telaşla serildiğim döşek
Kıblem ve kabrim huzura delalet,
Yakarışın ertesi
Beklemeye aldığım mutluluk denen güneş
Elbet doğacaktır ruhuma ve haneme…
5.0
100% (13)