4
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
218
Okunma
bir rüzgâr geçiyor içimden —
göğsümde bıraktığın gölgeleri okşuyor
sanki sesinle usulca konuşur gibi
bir çınar kabuğunda bekleyen
unutulmuş bir cümle gibiyim
yarım, ama hâlâ seninle tamamlanmayı uman
gözlerinle kurduğum geceyi
kimse bilmez
ışık düşmez her dile
ama seninle tutuşur bir mum gibi zaman
yanarken bile
aşkın en soğuk köşesine ışık bırakır
seninle hiç yaşamaya doymadığım bir anıyı
her gece yeniden anımsıyorum
bir elin parmak uçları
göğe yazı yazar rüyamda
ve o yazı
tam da kalbimin hızasına denk düşer
kavuşmak
bir menekşe dalında titreyen
ilkbahar haberi
gözyaşıyla sulanmış bir umut belki
ama kökleri var içimde
ve senin adınla çiçek açıyor
gel
zamanın unuttuğu sokaklardan geç
bir yerlerde hâlâ
ikimizin sesini taşıyan bir duvar var
ve ben
o duvarın dibinde
sana doğru büyüyen bir çiçeğim
hiç solmamış,
hiç kırılmamış
sadece seni beklemiş
adını unutmamış bir rüzgâr esiyor ansızın
perdeleri seninle konuşur gibi savuruyor
bir ihtimal gibi giriyorsun içeri
kırık aynalarda bile yüzün tamam
bir gülüş kadar yakınsın bana
dokunsam
zamanın sırrı çözülür de
yıllar yırtılır gibi düşer üstümüzden
bir gün
aynı gökyüzüne bakacağız belki
ve yıldızlardan biri
tam o an göz kırpacak bize
ben seni bir ömrün ucunda değil
tam ortasında bekleyeceğim
çünkü bazı yollar
ne kadar dolansa da
kalpten geçer,
kalbe varır
ve sen…
hep o yolun ucundasın
Yolun nereye vardığı umurumda değil, kimle yürüyeceğimi bildikten sonra
Kalbine çıkan her adımda, seninle yeniden diriliyorum
5.0
100% (5)