17
Yorum
48
Beğeni
0,0
Puan
736
Okunma
Ne oldu bize böyle bu mu reva gördüğün
Bakmaz oldu gözlerin artık eskisi gibi
Yüzünde solgun bahar aylardan hüzün bugün
Savrulmuş gitmiş zaman rüzgârın sesi gibi
Hatıralar vuslatın izinde hepten sürgün
Ne oldu bize böyle bu mu reva gördüğün
Gülsüz gülüşün bile gönlümü ısıtırdı
Güneş gibi doğardın gökyüzüne er erken
Değişirken mevsimler kalbimi kanatırdı
Kanadı kırık kuşlar umuda küserlerken
Anılar kepengini zamansız kapatırdı
Dilsiz gülüşün bile gönlümü ısıtırdı
Dertlerinle söyleşip geceye yar olmuşsun
Yıldızlar da dinlemiş benli sessizliğini
Geciken bir mektupla hicranı hak bulmuşsun
Pişmanlıkla ararken dünün yitik izini
Aşk denilen hülyaya dalıp gamla solmuşsun
Mizanınca eğleşip geceye yar olmuşsun
Elediğim elekten dökülenler belirsiz
Uğraşsam da nafile kolay mı anlatması
Sitemli sözlerimi duyar mısın tarifsiz
Sinem de sakladığım acıların batması
Dertleştiğim gecede halim nicedir sessiz
Yüklendiğim şelekten dökülenler belirsiz
Mazinin olurunca bir bana kırılmışsın
Her şey tanıdık ama sade sen yabancısın
Umudunu bitirip kadere darılmışsın
Aşk acımasız yolcu sen garip bir hancısın
Düşlerin kokusuna sıkıca sarılmışsın
Zamanın zuhurunca bir bana darılmışsın
Yeter ki candan iste mutlak duyulur sesin
Çiçeklenen gamzene tebessüm uzak değil
Umut yürekte baki varsa sevda hevesin
Gül yeter ki sevgili sözlerim tuzak değil
Sönmemiş bir ateştir umut umut nefesin
Yeter ki Haktan iste mutlak duyulur sesin
İnayet PİRTİNİ
Siyah-Beyaz Şiir