17
Yorum
45
Beğeni
5,0
Puan
339
Okunma
Zaman dediğin
göçüp giden bir kuş,
kanatlarında geçmişin rüzgarı,
her an biraz daha uzak,
her an biraz daha yakın.
Bir gölge misali,
sessizce izlerim ardını,
bir umut, bir hüzün,
yeniden doğar her düş,
her kaybolan anın peşinden.
Zaman dediğin,
bazen ağır, bazen bir çırpıda,
dönüp bakınca geriye,
bir ömrün izleri kalır toprağında,
bazen de bir anıdan başka hiçlik.
Zaman dediğin,
bir nehir gibi akar,
suları hiç durmaz,
geçmişin taşları altında kaybolur,
yine de hep bir iz bırakır,
her damlasında bir hatıra,
her akışında bir kayıp.
Zaman dediğin,
bazen yavaş, bazen hızlı,
gözlerimiz yaşlanırken,
gönlümüz hâlâ genç kalır,
ama bir adım daha ileri,
bir adım daha geriye,
her şey bir araya gelir,
bir gün gelip geçici olur.
Zaman dediğin,
sonsuz bir yolculuk,
bütün yaşanmışlıklar,
birer yankı olur sonsuza,
ama her adımda
biraz daha büyürüz,
zamanla,
kendimizle.
Zaman dediğin,
bir çiçek gibi solan,
kokusu havada kalır,
rengi kaybolur toprakta,
ama kökleri derinlerde,
huzurla bekler bir gün yeniden doğmayı.
Zaman dediğin,
geçip giden bir melodi,
her notası bir hatıra,
her tınısı bir anı,
bazen silinir, bazen derinleşir,
ama hep bir yerde çalar,
yüreğin en gizli köşesinde.
Zaman dediğin,
bir ışık gibi kaybolan,
yıldızlar kadar uzak,
ama her adımda bir iz bırakır,
bir yanımızı alıp götürürken,
diğer yanımızı geride bırakır.
Zaman dediğin,
bazen bir rüya gibi,
bazense acı bir gerçek,
ama her şeye rağmen,
biz zamanla büyürüz,
hem kaybolarak, hem bulunarak,
her an, bir başka haliyle.
Zaman dediğin,
bütün kırık dökük anların toplamı,
gözlerimizde kaybolan bir yıldız,
yüreğimizde ise hep bir umut.
Bir gün, belki bir sabah,
gün doğarken,
bütün bu geçip giden zaman
bir iz bırakmış olur bizde,
belki de hatırlayamadığımız bir gülüş,
belki de hiç fark etmediğimiz bir dokunuş.
Zaman dediğin,
gerçekten kaybolan bir kuş,
ama onun ardından uçarken,
belki de biz,
kendi içimizdeki zamanı buluruz.
5.0
97% (28)
4.0
3% (1)