14
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
352
Okunma
Bir çay içseydik belki, dost olabilirdik yine.
Gözlerinde kaybolur, kelimeler susar,
Ne geçmişin acısı, ne geleceğin korkusu
Birer duman olur, tüter ve kaybolur.
Hani şu eski sokaklarda, rüzgarın yalnızca
Adımlarımıza ses olduğu zamanlar,
Bir çay içseydik belki,
Zaman da yerinde dururdu, kimse geçmeden.
Bir kahkaha sarardı her şeyi,
Her yudumda dostluk,
Ve biz, sadece bir anı olmak isterdik
Bir çayın sıcaklığında,
Bir dostun kalbinde.
Saatler de anlamını yitirirdi,
Birbirine karışır, zaman nehrinde akardı,
Bizi unutan dünya,
Bir çayla hatırlanır,
Ve biz, sadece bir gülüşle var olurduk.
Hani sabahın erken saatlerinde,
Bir kuşun melodisiyle uyanırdık,
Sessizlik bir çay bardağında demlenirken,
Ve her şeyin kaybolduğu,
Bir tek çayın olduğu bir yer olurduk.
Ne çok söz söylerdik,
Ne de az;
İçinde ne umutlar,
Ne kırık dökük düşler,
Ve yine de hiçbir şey olmazdı,
Çünkü dostluk,
Bir çayın ardında gizlidir.
Gözlerimizdeki bulanıklık giderdi,
Her bakışta bir parça anlam, bir parça huzur bulurduk,
Söylemediklerimiz de konuşur,
Çayla yoğrulup geçerdi zaman.
Hani biz, eski zamanlarda bir araya geldiğimizde,
Konuşmazdık, sadece susardık,
Bir çayın içindeki sessizlik kadar derin.
Bir yudumla dostluk öylesine büyürdü,
Ve içimizdeki yaralı kelimeler bile,
Bir an için iyileşirdi.
Ve konuşmasaydık,
Sözler gereksiz olurdu,
Birbirimizin gözlerinde kaybolurduk,
Ve kalpten kalbe bir köprü kurardık.
Ve her şey bir anda basitleşseydi,
Ne geçmişin ağırlığı, ne yarının korkusu
Kalmayacak kadar hafif olurduk.
Bir çay ve dostluk,
Başka hiçbir şey gerekmezdi.
Bir çay içseydik belki,
Bütün dünya dururdu bir an,
Ve biz, sadece bir içimlik zamanla
Sonsuzluğa dokunurduk.
Birlikte yaşadıklarımızı
Bir fincanda yudumlarken,
Geriye sadece içimizde kalan
O anın huzuru kalırdı.
Bir dostun varlığına sığar,
Ve hiç bitmeyen bir sohbetin,
Köklerini köy gibi kalbimize ekerdik.
Ve biz, sadece bir çayla,
Bir ömür dost olabilirdik.
5.0
100% (17)