Yaşamında öteki kişilere ulaşabildiğin anlar, bir ormandaki kuş ötüşleri gibi olacak... uzaklardan gelip geçerken, kısacık bir süre yapraklarda yankılanacaklar o kadar. orman bütün sessizliğiyle yine yalnız duracak orada...
ı.kant
Hüznümün otağında bağdaş kurdum bu gece İnce ince sızlayan yaramı yar eyledim Devran edip kendime hesap sordum bu gece Yüreğime üfleyip gönlümü har eyledim
Ufkun kızıl döşünde gün doğumunu gördüm Batan güneşi alıp teslim ettim yerine Dağın ardında ömrün kırk boğumunu gördüm Toprak ektim tohumdan düşlerin üzerine
Hüznümün otağında deli sazı dinledim Harflerimin tınısı nağmelendi dilimde Bu gölgenin sahibi hala ben miyim dedim Gecenin son ayazı tükenirken elimde
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Zihnindeki her yara bir derinlik, her düşünce bir sükût. İnsanın içindeki kasvet, bazen geceyi de büyütür, ama senin gibi bir kalbin bu karanlıkta bile bir aydınlık yaratacağına eminim. Yalnızca geceyi değil, her zamanın derinliklerini de keşfetmek gerekir. Yüreğinle hesaplaştıkça, her bir ölümsüz an, sana bir adım daha yakın gelir. Fakat unutmamalısın ki, her bir soru, yalnızca bir yanıttan kaçış olur. Senin yüreğin, yaralarla değil, kalp atışlarının yankısıyla yaşar.
Her dize, hem bir geçmişin yansıması hem de bir geleceğin umutla bekleyişidir. Yaratıcılığınız ve derinliğinizle adeta zamansız bir eser ortaya koymuşsunuz.
Ayna dediniz ya… Ah, işte meselenin bam teli burası! Lakin ben ne zaman aynaya baksam, karşımdaki zat bana soruyor: "Sen, sen misin?" Cevabı bilmek ne mümkün? Ayna bazen insana kendi suretini gösterir, bazen de içindeki yangını! İşte o yüzden, gördüğünüz ben miyim, yoksa hayalinizi mi bana giydirdiniz, bilinmez. Lakin madem ki zerafeti bahşettiniz, eyvallah, kabulümüzdür!
Fakat… Zerafet dediğiniz şey, insanın kendi yaptığı bir şey değildir, bilirsiniz. O, tıpkı şiir gibi gelir, konar gönlümüze. Biz sadece ona layık olmaya çalışırız! Ha, bazen olur ki, insanın ayakkabısının bağı çözülür, zerafetin de bağı çözülür! İşte o zaman, hayatın en büyük gerçeğiyle yüzleşiriz: Kimse düşmeden zerafeti öğrenemez!
Ve iyi yürekli insanlarla karşılaşmak mı dediniz? Ah dostum! Ne mümkün? Şu dünyanın terazisi, iyiyi de kötüyü de önümüze koymazsa, biz nasıl öğreniriz insan olmayı? Hem kötüleri de sevmek lazım, zira onlar olmasa, iyilerin kıymetini nereden bileceğiz?
Lakin duaları alır, cebimize koyarız! Zira insan, bazen dostun duasıyla ayakta kalır, bazen de kendi duasını bile unutur da, bir başkasının duası onu hayatta tutar. Bu yüzden, iyi yürekli insanlarla karşılaşmayı dileyelim, ama kötülere de selam verelim. Belki de içlerinde, en güzel hikâyeleri saklayanlar onlardır!
Hülasa, ayna bize ne gösterirse göstersin, mesele kalbimizi temiz tutmaktır! Ve en nihayetinde, kalbin aynası kelimelerdir. Siz ki güzel kelimelerle bakıyorsunuz dünyaya, biz de size en güzel kelimelerle mukabele ederiz!
Var olun, daim olun, kelamınız şiir, yolunuz nur olsun!
Kaleminize sağlık, ne zarif bir ifade… Kelamın yüreğe dokunduğu yerde anlam derinleşir, hisler kelimelerde yankılanır. Ben teşekkür ederim, böyle güzel bir paylaşımın içinde olmaktan memnuniyet duydum.
Ayna dediniz ya… Ah, işte meselenin bam teli burası! Lakin ben ne zaman aynaya baksam, karşımdaki zat bana soruyor: "Sen, sen misin?" Cevabı bilmek ne mümkün? Ayna bazen insana kendi suretini gösterir, bazen de içindeki yangını! İşte o yüzden, gördüğünüz ben miyim, yoksa hayalinizi mi bana giydirdiniz, bilinmez. Lakin madem ki zerafeti bahşettiniz, eyvallah, kabulümüzdür!
Fakat… Zerafet dediğiniz şey, insanın kendi yaptığı bir şey değildir, bilirsiniz. O, tıpkı şiir gibi gelir, konar gönlümüze. Biz sadece ona layık olmaya çalışırız! Ha, bazen olur ki, insanın ayakkabısının bağı çözülür, zerafetin de bağı çözülür! İşte o zaman, hayatın en büyük gerçeğiyle yüzleşiriz: Kimse düşmeden zerafeti öğrenemez!
Ve iyi yürekli insanlarla karşılaşmak mı dediniz? Ah dostum! Ne mümkün? Şu dünyanın terazisi, iyiyi de kötüyü de önümüze koymazsa, biz nasıl öğreniriz insan olmayı? Hem kötüleri de sevmek lazım, zira onlar olmasa, iyilerin kıymetini nereden bileceğiz?
Lakin duaları alır, cebimize koyarız! Zira insan, bazen dostun duasıyla ayakta kalır, bazen de kendi duasını bile unutur da, bir başkasının duası onu hayatta tutar. Bu yüzden, iyi yürekli insanlarla karşılaşmayı dileyelim, ama kötülere de selam verelim. Belki de içlerinde, en güzel hikâyeleri saklayanlar onlardır!
Hülasa, ayna bize ne gösterirse göstersin, mesele kalbimizi temiz tutmaktır! Ve en nihayetinde, kalbin aynası kelimelerdir. Siz ki güzel kelimelerle bakıyorsunuz dünyaya, biz de size en güzel kelimelerle mukabele ederiz!
Var olun, daim olun, kelamınız şiir, yolunuz nur olsun!
Kaleminize sağlık, ne zarif bir ifade… Kelamın yüreğe dokunduğu yerde anlam derinleşir, hisler kelimelerde yankılanır. Ben teşekkür ederim, böyle güzel bir paylaşımın içinde olmaktan memnuniyet duydum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.